“BARINAKLAR HAYVANLARIN MÜEBBET HAPSE MAHKUM OLDUĞU TOPLAMA KAMPI OLMAMALIDIR”
Her yıl 4 Nisan tarihinde kutlanan Dünya Sokak Hayvanları Günü, aslında kutlamadan daha çok sahipsiz hayvanların açlıkla, barınmayla ve iklim koşullarıyla mücadele ederlerken, uğradıkları şiddet ve istismarın kısaca bir türlü sığdırılamadıkları koca dünyada zorlu yaşam mücadelelerinin farkına varılması, anlaşılması ve çözüm yollarının bulunması için önemli bir gündür. Bugün 783 bin 562 kilometrekarelik Türkiye’de hiç bir yere sığdıramadığımız ve hep ötelediğimiz sahipsiz hayvanlar, ‘’sokakta yaşamalıdır’’ ile ‘’barınaklarda yaşamalıdır’’ diyen tarafların arasında sıkıştırılmış durumdadır. Pandemi sürecinde yerel yönetimlerin esnek çalışmak zorunda kalmaları sonucu kısırlaştırma çalışmaları sekteye uğramış, artan sahipsiz hayvan popülasyonu, hayvan refahına da zarar veren bir hal almıştır. Hastalıklar, trafik kazaları ve açlık nedeniyle birçoğu yaşamını kaybederken, sorumluluk ve yetki verilen ancak merkezi yönetim tarafından desteklenmeyen belediyelerin çoğu kanuni görevlerini yapamamış, sonuç olarak ormanlık alanlarda yaban hayvanları, bulaşıcı hastalık geçişleri ile açlık ve susuzlukla yaşamaya mahkum edilmişlerdir. Sorun her geçen gün daha karmaşık hale gelirken taraflar sorunun asıl sorumlularına bir yaptırım uygulayamadıkları için en kolay yolu seçip, belediyelerde profesyonel olarak mesleklerini yapan veteriner hekimleri günah keçisi ilan ederek her türlü mobing ve fiziki saldırıyı uygulamaktadırlar. Oysa sorunun asıl sorumluları kanunu çıkarıp arkasında duramayan siyasilerdir. Ülkemizin koşullarına uygun yasayı yapıp uygulanması için arkasında durmaları, görev verilen kurumların görevlerini yapıp yapmadıklarını denetlemeleri, yapılamıyorsa merkezi bütçeden destek sağlamaları ülkeyi yönetenlerin görevidir. Ancak sorunun sahibi olması gerekenler sorunu çözme potansiyeline bakmadan tüm belediyelere havale etmiş, kimi belediye imkansızlık kimisi ise bakış açısı nedeniyle tam olarak sorumluluklarını yerine getirmemektedir. Hayvan refahını her geçen gün daha da kötü etkileyen ve insanlık onuruna yakışmayan durumun düzeltilmesi için merkezi yönetimi ve yerel yönetimleri bir an önce göreve davet ediyoruz. Belediye Kanunu’nda 2006 yılında yapılan norm kadro değişiklikleri ile isteğe bağlı bırakılan Veteriner İşleri Müdürlükleri yeniden her belediyede kurulmalıdır. Mevcut kanuna uygun olarak sahipsiz hayvanlar, belediyelerce kısırlaştırılıp, gerekli tedavileri yapıldıktan sonra sahiplendirilmeye çalışılmalı, bu sağlanamıyorsa alındıkları yerlere bırakılmalıdırlar. Belediye veteriner hekimlerinin sağlıklı ve donanımlı alanlarda, iş güvencesi ve sağlıkta şiddete karşı güvenli bir ortamlarda hastalarına bakması için gerekli şartlar sağlanmalıdır. Özel çalışma alanları olan bakımevlerinde çalışan yardımcı personelin seçimine özen gösterilmeli, eğitimi ve hayvan hakları konusunda bilgilendirilmedirler. İnanıyoruz ki sorunun çözümü önündeki engel ekonomik değil, konuya bakış açısıdır. İstenirse bu soruna kolaylıkla bütçe sağlanabileceğini yöneticilerin yaptığı diğer icraatlardan görmekteyiz. Hayvan sağlığı, refahı için bütün canlıların bir arada sağlıklı yaşamaları için tüm önlemler gecikmeden alınmalıdır. 4 Nisan Günü ve hayvan hakları meselesi o gün için metin aralarına sıkıştırılmış süslü ve vaatkar cümlelerle anılan, seçim öncesi siyasî parti milletvekili ve belediye başkan adaylarının sadece nakaratı haline gelmekten öteye geçemeyen bir gün olmaktan çıkarılmalı, hem hayvanlar hem de toplum için gerçekçi çözümler bir an önce hayata geçirilmelidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Prof. Dr. Murat Arslan
TVHB Merkez Konseyi Başkanı