DÜNYA ZOONOZ GÜNÜ
Türk Veteriner Hekimleri Birliği tarafından 6 Temmuz Dünya Zoonoz Günü’ne özel yazılı bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
Zoonotik hastalıkların, çok eski çağlardan beri insan ve hayvan sağlığını tehdit eden; ölümle sonuçlanabilen ve pek çok ciddi sonuçları olan küresel bir sorun olduğu vurgulanan açıklamada; hızlı çevresel ve iklim değişkenliği ile birlikte yabani/evcil hayvanlar, hayvansal ürünler ve vektörler aracılığı ile ortaya çıkan enfeksiyöz hastalıklar olduğuna dikkat çekildi.
Yapılan açıklamada, başta COVID-19 olmak üzere, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, Kuş Gribi, Domuz Gribi, Tularemi, Hantavirus İnfeksiyonu, Batı Nil Ateşi ve Tatarcık Ateşi gibi 10 yılı aşkın bir süreden beri ülkemizde ilk kez saptanan ya da önemi artan infeksiyonlarla birlikte, yıllardır Brucella (Malta Humması), Şarbon, Salmonellozis, Tüberküloz, Toksoplazma, Kist Hidatik gibi ülkemizde en sık görülen hastalıklarınzoonotik (hayvandan insana geçen hastalıklar) hastalıklara örnek olarak verilebileceği belirtildi.
KORUYUCU HEKİMLİK KAVRAMININ ÖNEMİ BİR KEZ DAHA HATIRLATILDI
Türk Veteriner Hekimleri Birliği tarafından “Dünya ZoonozGünü”nün amacının; bugün ve gelecekte toplum için küresel bir tehdit haline gelebilen zoonotik hastalıklara karşı, daha sağlıklı bir dünya vizyonunun gerçekleştirilebilmesi için, halk sağlığı stratejilerinde temel kabul gören, tıbbın en önemli ve uygulanabilir konusu olan “koruyucu hekimlik” kavramını hayata geçirmek için merkezi yönetimleri uyarmak ve toplumu bilinçlendirmek olduğu ifade edildi.
“Elbette biz veteriner hekimler, toplum sağlığını zoonotikhastalıklardan korumak için ‘hayvan sağlığının korunması’ gerekliliğini vurgulamakla da yükümlüyüz” diyen TVHB Merkez Konseyi Başkanı Murat Arslan, “Bizler için bu konunun iki boyutu var. Hayvanların sağlık ve refah hakkına olan inancımız ve bu konudaki sorumluluklarımız ile hayvan sağlığının korunmasıyla toplum ve çevre sağlığının korunması konusundaki eğitimimiz, bilincimiz ve sorumluluklarımız”dedi.
“ÜLKEMİZDE GIDA GÜVENLİĞİ HALEN ÇOK ÖNEMLİ BİR SORUN”
İnsanlarda görülen hastalıkların çok büyük bir bölümünün hayvansal kökenli olduğunun altını çizen Arslan şunları kaydetti:
“Yeni oluşan patojenlerin (Ebola, Batı Nil, COVID-19, Maymun Çiçeği, Kuş Gribi) yüzde 75’i hayvanlardan insanlara geçebilmektedir. “Gıda kaynaklı hastalıkların ise yüzde 90’dan fazlası hayvansal gıdalardan kaynaklanmaktadır. Özellikle Kurban Bayramı öncesindeki açıklamalarımızda da vurguladığımız gibi, ülkemizde ‘gıda güvenliği’ hala çok önemli bir sorun olarak karşımızda durmakta, kontrolsüz kurban kesimleri, yeterince denetlenmeyen gıda işletmeleri insan sağlığına yönelik ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.”
BİYOTERÖRİZM VURGUSU YAPILDI
Her yıl ortaya çıkan 5 yeni insan hastalığının 3’ünün hayvan kaynaklı olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Murat Arslan, zoonotik hastalıklar grubunda yer alan etkenlerin yüzde 80’inin potansiyel biyoterör etkenleri arasında bulunduğuna dikkat çekerek şunları ifade etti:
“Biyoterörizm, “biyolojik ajanların” canlıların hastalanması ya da ölümü için kullanılmasının hedeflenmesidir ki genellikle insan hedeflenir ve ülkeler arası bir savaşta rahatlıkla kullanılabilir. Buna örnek olarak etkeni “Bacillus anthracis” olan “şarbon hastalığı” verilebilir.”
“ZOONOTİK HASTALIKLARDAN KORUNMAK MÜMKÜN”
Prof. Dr. Murat Arslan, zoonotik hastalıkların hasta hayvana temasla, hasta hayvanlardan elde edilen kontrolsüz gıdaların tüketimiyle, hayvanın salgılarına, kanlarına veya diğer atıklarına temasla, deri, kürk veya deriden yapılan eşyalara doğrudan veya dolaylı temasla, ayrıca kene, sivrisinek vb. vektörleraracılığıyla da bulaştığına dikkat çekerek zoonotik hastalıklarla mücadelede ön koşulun hayvan sağlığı hizmetlerinin etkin olarak sürdürülmesi ve ulaşılabilir olmasının sağlanması olduğunu kaydetti.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Arslan zoonotik hastalıklarla mücadele için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: