Türk Veteriner Hekimler Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, süt ve süt ürünlerinin halk tarafından satın alınabilir fiyatta olması gerektiğini söyledi. Eroğlu, devletin hem süt üreticisini koruması, hem de üretimin devamlılığını sağlaması gerektiğinin altını çizdi.
AYSEL KANBER
Sütü tarımın lokomotif ürünü olarak tanımlayan TVHB Başkanı Ali Eroğlu, açıklanan çiğ süt tavsiye fiyatının, büyükbaş hayvancılık ve süt üretiminde sıkıntılı bir süreçte olduğunun anlaşıldığını söyledi.
Sütün aynı zamanda insan beslenmesinin özelikle de çocukların en temel besin ürünü olduğuna dikkat çeken Eroğlu; “Üretici-Sanayici-tüketici dengesinin kurulması çok önem arz etmektedir. Süt Üreticisi olmadan üretimin gerçekleşemeyeceği gibi süt ürünün satılamaması durumunda da üretiminin düşeceği bir gerçektir. Bu durumda acil çözüm önerilerine yoğunlaşmanın çok önemli hale geldiği görülmektedir.” dedi.
2020 yılında 97.926 ton olan pastörize tam yağlı süt üretiminin 2021 yılında 88.147 tona, 2020 yılında 729.539 ton olan inek peyniri üretiminin 2021 yılında 728.777 ton olarak gerçekleştiği bilgisini veren Ali Eroğlu, 2022 yılının Ocak ayında toplanan inek sütü miktarının 836.959 ton ile bir önceki yılın Ocak ayına göre yüzde 5,7 düştüğünü, 2022 yılı Ocak ayında toplanan içme sütü miktarı 132.726 ton olduğunu ve bir önceki yılın Ocak ayına göre, yüzde 8,4 düştüğü bilgisini aktardı.
Sebepler ne olursa olsun söz konusu rakamların büyükbaş hayvancılıkta ve süt üretiminde sıkıntılı bir süreci göstermekte olduğunu dile getiren Ali Eroğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Bilindiği gibi 8 Aralık 2021 tarihinden geçerli olmak üzere Ulusal Süt Konseyi çiğ süt tavsiye satış fiyatını 4,70 TL olarak belirlemiş idi. Çiğ süt destekleme primi de 20 kuruş idi.
1 Nisan 2022 tarihinden itibaren Nisan ayı sonuna kadar soğutulmuş çiğ süt tavsiye satış fiyatı (çiğ süt destek primi hariç) 5,70 TL/Litre olarak belirlenmiş, Nisan ayı sonu itibariyle piyasa şartlarına göre tekrar değerlendirme yapılacağı ifade edilmiştir.
Uygulamanın başlamasına henüz 10 gün vardır. Kaldı ki bu fiyatlar tavsiye fiyatlarıdır ve tam olarak yaptırım gücü de tartışmalıdır. Geçmişte tavsiye fiyatlarının uygulanmadığı zamanlar ve bölgeler de olmuştur.
Süt üretiminin ve dolayısıyla kırmız et üretiminin de olması için, süt ve süt ürünlerinin halk tarafından satın alınabilir fiyatta olması gerekmektedir. Bu nedenle devletin hem süt üreticisini koruyarak üretimin devamlılığını ve hem de özellikle çocuklarımızın, gençlerimizin yeterli hayvansal protein almasını sağlamak gibi bir denge görevi vardır.”
Türkiye’nin mısır, arpa, soya, DDGS gibi yem hammaddelerinde önemli miktarlarda ithalat yaptığına işaret eden Eroğlu, “Hem dolar kurundaki artışlar, hem de dünya piyasasındaki oynaklıklar nedeni ile bu ürünlerin fiyatları devamlı olarak yükselmektedir. 2021 yılı içerisinde bu ürünlerin fiyatlarında yüzde 100 civarında, bazılarında daha fazla fiyat artışları olmuştur. Yem fiyatlarına sadece 2022 Mart ayında 20 günde yüzde 15 civarında zam gelmiştir.” diye ifade etti.
MALİYETİN YÜZDE 70’İ YEMDEN
Türkiye’de süt üretimini artırmanın ilk aşamasının özellikle mera besiciliği olmak üzere yem üretimini artırmak ve artırırken de kaliteli ve ucuza mal etmenin tartışmasını yapmak olduğunu belirten Eroğlu, şöyle devam etti:
“Devamlı olarak söylediğimiz; bitkisel üretimin esası hayvancılık için yapılmasıdır. Süt üretim maliyetinin ortalama yüzde 70’ini yem maliyeti oluşturmaktadır. Mera besiciliğini geliştiremediğimiz, kaliteli ve bol yem hammaddesini, mısır, arpa, soya, buğday kepeğini ülkemizde bol ve ucuza üretemediğimiz sürece çiğ süt fiyatları ne olursa olsun, parite ve maliyet tartışmaları bitmeyecektir.
Covid 19 pandemisi, sonrasında Rusya Ukrayna savaşı, daha sonra da çeşitli gerekçeler ile dünyada gıdaya ulaşımdaki sıkıntılar daha da artacaktır. Gıda derken tabi ki hayvancılığın olmazsa olmazı olan yem hammaddeleri de buna dahildir.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak belirtmek isteriz ki;
Ülkeler öncelikle kendi gıda güvenliklerini sağlamak amacıyla ihracata vergi konulması da dahil olmak üzere çeşitli kısıtlayıcı tedbirler alırken, Türkiye yem üretiminde kendi kendine yeterli olmak için çaba göstermelidir. Yemde ithalat sarmalından kurtulmak için acil önemler devreye sokulması gerekmektedir.
Yem bitkilerinin üretimi yüksek oranda desteklenmesi gibi, yem ile ilgili politikalar üretmek için ilgili kurum ve kuruluşların dahil olduğu bir komisyon oluşturulmalı ve alınan kararlar hızlı bir şekilde uygulanmaya konulmalıdır.
Yem dışında üretim maliyetlerini önemli ölçüde etkileyen akaryakıt, sağım hane elektriği, işçilik-sigorta gibi giderler konusunda acil önlemler alınmalıdır. Ulusal Süt Konseyinin yapısı revize edilmeli etkinliğinin artırılması için çalışma yapılmalıdır. Ülkemiz insanının yetersiz beslenme tehlikesi ile karşı karşıya kalmaması en büyük temennimizdir.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, daha çok çözüm odaklı çalışılması gerektiği düşüncesiyle 56 Veteriner Hekimleri Odası ve ülkemizin her bir köşesindeki meslektaşlarımız ile sektör sorunlarının çözülmesi amacıyla her desteği vermeye hazırdır.”
https://www.gozlemgazetesi.com/2022/03/20/tvhbden-sut-fiyati-uyarisi/