Sağlıklı ve besleyici bir hayvansal gıda olarak sütün sağlıklı ve üretken nesillerin oluşmasındaki katkısının yanı sıra sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada süt üretiminin öneminin vurgulanması amacıyla Dünya Süt Günü 21. kez kutlanacaktır.
Bu yıl tema; “Süt Sığırcılığı Sektöründe Sürdürülebilirlik” şeklinde belirlenerek Süt Sığırcılığının Dünyaya tekrar tanıtılması hedeflenmiştir.
Dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisinde dahi dünyada ve ülkemizde süt sektörü büyüyerek gelişmeye devam etmiştir. Dünyada süt sektörü 881 milyon ton süt üreterek dünyanın beslenmesine katkı sunmuştur. Ülkemizdeki üretim 23 milyon tondur.
İstikrarlı olarak gelişen süt sektörü önemli bir istihdam alanıdır. Süt ürünleri ve bileşenleri dünya çapında ticareti yapılan ürünlerdir. Çiftlikten işleme tesislerine kadar süt sektörü ulusal ekonomilerin ve bireysel geçim kaynaklarının ayrılmaz bir parçasıdır.
Artan nüfus ve tüketim alışkanlıklarındaki değişiklikler süt talebinde de artışlara neden olmaktadır. Uluslararası kuruluşların raporlarına göre; yaklaşık 690 milyon insan yeterli gıdaya ulaşamadığı için açtır. 2 milyardan fazla insan ise, sağlıklı ve dengeli beslenme için gerekli olan hayvansal protein, vitamin ile mineraller yönünden yetersiz beslenmek suretiyle gizli açlık çekmektedir. Dünya, hızla artan küresel nüfusu beslemenin zorluklarıyla boğuşurken, gıda üretimi ve tüketimiyle ilgili başlıca endişe, dünyayı sürdürülebilir bir şekilde ve sağlıktan ödün vermeden beslemek için yeterince gıda üretiminin sağlanmasıdır.
Sağlıklı bir toplum ancak iyi beslenen bireylerden oluşur. İyi beslenme ise, enerji, protein, vitaminler ve mineraller gibi temel besinlere olan ihtiyaçlarımızı karşılayan sağlıklı hayvansal gıda üretimine bağlıdır.
Brusella ve tüberküloz gibi insan sağlığını tehdit eden pek çok biyolojik ve kimyasal tehlikelerden ari hilesiz süt ve süt ürünlerinin üretilmesi son derece önemlidir. Bu ise ancak veteriner hekim kontrolünde sağlıklı, yüksek verimli ve refah içerisinde yetiştirilen süt hayvanlarından asgari hijyen koşullarında elde edilen sütün soğuk zincir altında taşınması ve hijyenik olarak işlenmesi ve çiftlikten sofraya kadar olan bu süreçte gıda güvenliğinin sağlanmasıyla mümkündür.
Hayvancılıkta verimliliği olumsuz yönden etkileyen en önemli konulardan biri hastalıklardır. Dünyada ve ülkemizde süt ineği işletmelerinin ve süt endüstrisinin en büyük sorunlarından biri olan mastitis, (Meme iltihaplanması) süt veriminin azalması, artan ilaç ve tedavi giderleri ve hayvanların damızlık dışı bırakılmasıyla önemli ekonomik kayıplara sebep olmaktadır.
Ülkemizde düzenli ve olması gereken seviyelerde bir kayıt sisteminin olmamasından dolayı mastitisin yaygınlığı ve ekonomik kaybın boyutu hakkında kesin bir veri bulunmamakla birlikte, bu hastalığın, her yıl milyonlarca dolarlık ekonomik kayıplara sebep olduğu tahmin edilmektedir. Yapılan bir çalışmada, Türkiye’de ineklerin %30’unun mastitisli olduğu, bir diğer çalışmada ise Türkiye’de görülen mastitis vakalarının %21.4’ünün klinik, %78,6’sının subklinik olarak seyrettiği bildirilmiştir. Yine yapılan çalışmalarda, ülkemizde mastitisten kaynaklanan ekonomik kaybın yılda 40 milyon TL’nin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Bu ekonomik kayıp içinde süt verimindeki azalmanın payı %70 dolayındadır.
Son derece stratejik bir konu olan süt üretimi; çiftlikte birincil üretimden sütün işlenmesine, birliklerden resmi otoriteye, perakende satış noktalarından tüketiciye kadar paydaşların ortak sorumluluğudur. Bu sorumluluk kapsamında da sorunların çözümünün sadece çiğ süt bazında ele alınması adil ve sürdürülebilir değildir. Süt fiyatlarının baskılanmasında çiğ süte yönelik düzenlemeler emeğinin karşılığını alamayan çiftçilerin üretimi bırakmasına, bu durum ise orta vadede ülkedeki hayvan varlığının azalmasına uzun vadede ise ülkedeki ıslah çalışmalarının akamete uğramasına neden olmaktadır. Bu bağlamda sorunların milli bir mesele olarak görülmesi, kişi ve makamlardan bağımsız olarak ele alınması gerekmektedir. Planlanacak uzun vadeli politikaların istikrarlı bir şekilde hayata geçirilmesi, ıslah çalışmaları, destekleme ve sübvansiyonlar çiftçi ve sanayiciye kazandıracak, tüketicinin ise satın alma gücünü arttıracaktır.
1 Mayıs 2021 – 30 Haziran 2021 tarihleri arasında geçerli olmak üzere; soğutulmuş çiğ süt tavsiye fiyatı;
A Sınıfı: 2,90 TL/Litre, B Sınıfı: 2,85 TL/Litre ve C Sınıfı: 2,80 TL/Litre olarak belirlenmiştir.
Yine aynı dönem için, çiğ süt destekleme priminin 0,30 TL/Litre olarak belirlenmiştir.
Bu rakamlar sahada ne kadar uygulanmaktadır. A ve C kalite sütlerin litre fiyatları arasında sadece 10 kuruş fark olması, zaten fiyat dengesi olmayan çiğ süt piyasasında kaliteli süt üretimini teşvik etmek için yeterli değildir.
Süt üretimi devamlılık arz eder. Üretici sütünü bu fiyatlardan ve her gün satabilmekte midir? Satamadığı takdirde ne olmaktadır? Sorularının cevapları detaylı olarak incelenerek problemlerin çözümünün araştırılması gerekmektedir.
Bir diğer konu içme sütü ve süt ürünlerinin market fiyatlarıdır. Tüketicinin ucuz fiyatlarla süt ve süt ürünlerine ulaşabilmesi, tüketimin devamlılığını, dolaysıyla üretimin de devamlılığını sağlayacak en önemli kriterdir.
Hayvancılık desteklenmelidir. Hayvancılık desteği, 2020 yılında 6,8 Milyar TL iken, 2021 yılında 6,3 Milyar TL olmuştur.
Destek, sadece üreticiye belli miktardaki paraların dağıtılması olmayıp. bu konuda bir ekonomik analiz yapılmalı, hangi desteğin üretime ne kadar faydası olduğu rakamsal olarak belirlenmelidir. Ayrıca 3-5 baş hayvan sahibi işletmeler ile 50-100 veya daha fazla hayvanı olan işletmelerin desteklenme sistemi farklı olmalı, büyük ve küçük işletmeler birbirlerine rakip olmamalıdır. Devletin hayvancılık politikası işletme bazında, işletmelerin devamlılığını, sürdürülebilirliğini, işletmedeki hayvan sayısının ve verimin artışını destekleyecek şekilde olmalıdır.
Üretimin talebin üzerinde olduğu dönemlerde fiyat istikrarı sağlanarak üretici mağdur edilmemeli piyasa regülasyonu süt tozu başta olmak üzere süt ürünlerinin üretimi ile sağlanmalıdır. Halk sağlığının korunmasının yanı sıra üreticiler arasında haksız rekabetin önlenmesi ve üretimde kalitenin arttırılması için gıda güvenilirliğine yönelik denetimler etkin bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak ile toplumun sağlıklı ve üretken kılınmasında süt sektörünün üretimden tüketime kadar tüm aşamalarda desteklenmesi gerektiği konuşulmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, ilgili diğer kamu ve sivil toplum örgütleri bir araya gelerek, yeni bir yapılanma ile süt tüketimini desteklemek için parasal da dahil olmak üzere yeni destekleme politikaları geliştirmelidir. Süt tüketiminin artışı, süt üretimini artıracaktır.
Ülkemizdeki tüm veteriner hekimleri temsil eden TVHB olarak Ülkemizin sağlıklı süt üretimi ve tüketiminde örnek alınan bir ülke olması hedefini yakalamasını ümit etmekteyiz.
Bu duygu ve düşünceler ile Dünya Süt Gününü kutluyor, ülkemiz, sektörümüz, hayvancılığımız ve mesleğimiz için hayırlara vesile olmasını diliyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur. 31/05/2021
Ali EROĞLU
TVHB Merkez Konseyi Başkanı
https://www.haberler.com/tvhb-baskani-eroglu-destekler-sadece-ureticiye-14167280-haberi/
https://www.sondakika.com/haber/haber-tvhb-baskani-eroglu-destekler-sadece-ureticiye-14167280/