20 Mayıs, modern arıcılığın öncülerinden Sloven arıcı Anton Janša’nın doğum günüdür. 2017 yılında Birleşmiş Milletler kararıyla “Dünya Arı Günü” ilan edilmiştir. Bu önemli gün, ulusal ve uluslararası ölçekte farklı etkinliklerle kutlanmaktadır. Dünya Arı Günü, yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda güçlü bir farkındalık çağrısıdır.
Bal arıları (Apis mellifera), hem doğal ekosistemlerde hem de tarımsal üretim sistemlerinde en etkili tozlayıcı türlerden biridir. Özellikle badem, elma, armut, kiraz, çilek gibi yüksek ekonomik değere sahip ürünler, bal arısı tozlaşmasına yüksek derecede bağımlıdır.
Türkiye, dünyanın önemli genetik çeşitlilik merkezlerinden biri olarak kabul edilir. Avrupa ve Asya arasında bir köprü görevi görmesi, farklı iklim tiplerine sahip olması ve topografik çeşitliliği sayesinde olağanüstü bir floraya sahiptir. Bu çeşitlilik, sadece botanik açıdan değil, aynı zamanda apikültür (arıcılık) açısından da büyük bir potansiyel taşır. Farklı bitkilerin farklı nektar ve polen profilleri, Türkiye bal çeşitlerinin zenginleşmesini sağlar.
Türkiye, dünya bal üretiminde Çin’den sonra 2. sırada yer almaktadır. 2024 yılı verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 8,9 milyon arı kovanı bulunmakta, yıllık ortalama 95.000 ton civarında bal üretimi yapılmaktadır. Bu üretimin kalitesi ve çeşitliliği, floristik zenginlikle doğrudan ilişkilidir. Türkiye’de üretilen ballar, tek çiçekli (monofloral) ya da çok çiçekli (polifloral) özellik gösterebilir. Kestane, çam balı, ıhlamur, geven, ayçiçeği, kekik, meşe, narenciye, yayla balı öne çıkmaktadır.
Son yıllarda koloni çöküş sendromu, pestisit maruziyeti, habitat kaybı, iklim değişikliğine bağlı sorunlar ve özellikle hastalıklar nedeniyle bal arısı popülasyonlarında ciddi düşüşler gözlemlenmektedir. Bu düşüş, yalnızca tarımsal üretimi değil, biyoçeşitliliği ve gıda güvenliğini de tehdit etmektedir. Bal arıları, yalnızca bal üretimi için değil, küresel gıda üretimi ve ekolojik dengenin sürdürülebilirliği için de vazgeçilmezdir.
Veteriner hekimlik yönüyle de arıcılık son derece önemli bir konudur. Arıcılık, veteriner hekimin doğrudan ilgi ve uğraş alanıdır. Veteriner hekimlerin arıcılıktaki görev ve sorumlulukları içerisinde;
• Arı hastalıklarının tanı ve tedavisi,
• Koruyucu hekimlik,
• Halk sağlığının korunması,
• Çevresel risklerin değerlendirilmesi,
• Arı ürünlerinin hijyen ve kalite denetimi,
• Kayıt ve izlenebilirlik sistemi oluşturma,
• Bilimsel araştırma ve yayın çalışmaları öne çıkmaktadır.
Ayrıca arıcılığa ve arılara yardım etmek için;
• Zararlı pestisitlerin kısıtlanması,
• Arı dostu tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması,
• Endemik ve nektar veren bitkilerin korunması ve dikimi,
• Arıcılara eğitim ve destek verilmesi,
• İklim değişikliğiyle mücadele,
• Genetik çeşitliliğin korunması,
• Kamu bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmelidir.
Bal arıları, yalnızca bal üretimi için değil, yaşamın sürdürülebilirliği açısından da kritik öneme sahiptir.
Yaşam için bu kadar önemli olan arılara emek veren başta arıcılarımız olmak üzere, arıyı seven herkesin Dünya Arı Günü kutlu olsun.