Son günlerde basında sıklıkla yaralı hayvanların insanlar için hizmet veren hastanelerde tedavi edildiği; insan sağlığı alanında görev yapan personelin, yolda buldukları veya kendilerine getirilen hayvanlara müdahale ettikleri haberleri yer almaktadır. Gerek müdahale eden insanlar gerekse müdahale edilen canlılar açısından hukuk ve sağlık açısından sakıncalar içeren bu konuya ilişkin bir açıklama yapılmasına gerek duyulmuştur.
Basına ’’iyi niyet ve vicdanlı davranış’’ olarak yansıyan tüm bu müdahaleler, hayvan sağlığını ve veteriner hekimlik hizmetlerini düzenleyen 6343 sayılı “Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimleri Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun” ve 5199 sayılı “Hayvanları Koruma Kanunu” kapsamında suçtur. Mevzuatta tıp hekimleri veya diğer sağlık personeli fark etmeksizin hangi meslekten olursa olsun hayvanlara müdahale eden kişilere hapis cezası yaptırımı bulunmaktadır.
Aynı şekilde, basında, ‘’veteriner hekim bulamadığı için hastaneye gitti’’ şeklinde verilen haberler de gerçeği yansıtmamaktadır, çünkü ülkemizde 32 veteriner fakültesinden, her yıl neredeyse 4.000 civarı veteriner hekim mezun edilmekte, bırakın şehirleri, neredeyse her mahallede (köyde) serbest veteriner hekimler 24 saat bulunmaktadır. Ayrıca yerel yönetimlerin geçici bakımevleri, Veteriner Fakülteleri’nin hayvan hastaneleri ya da söz konusu yaban hayvanları olduğunda Doğa Koruma ve Milli Parklar 112 Acil İhbar Merkezleri ulaşılabilecek kamu kurumlarıdır.
Yaşanan son iki olayda, Trabzon Araklı Bayram Halil Devlet Hastanesi’nde, sağlık memuru bir kaç personelin, gebe bir kediye cerrahi müdahaleleri ve Bursa’da bir ambulansta paramedik personel olduğunu düşündüğümüz iki sağlık çalışanının bir tavuğa pansuman yapması ile ilgili medyaya yansıyan haberler, hem hastaların bu müdahaleler sonrası devam etmesi gereken tedavilerinin nerede ve ne şekilde yapıldığı, hem komplikasyon gelişip gelişmediğinin bilinmemesi konularında hayvan sağlığı ve refahı açısından da bilinmezlik içermekte ve suç teşkil etmektedir. Kaldı ki bu hastane ve ambulansın, bu girişimlerden sonra zoonotikhastalıklar ve dezenfeksiyon açısından da risk teşkil eder hale gelebileceği unutulmamalıdır.
Son günlerde bu olayların artmasının nedenlerinden birinin de basının bu müdahalelerin muhtemelen suç olduğunu bilmediği ve konuya gösterdiği ilgi olduğunu düşünüyoruz. Bu türden haberler toplumda, tıp hekimi ya da insan sağlığı personelinin, vicdanı yaklaşımı olarak algılanmakta ve sempati ile karşılanması beklenerek giderek normalleştirilmeye çalışılmaktadır. Oysa bu durum veteriner hekimlik eğitimi alan bir kişinin insana müdahale etmesinden farksızdır.
Ülkemizde hayvan sağlığı hizmeti sadece ve sadece bu amaç için beş yıl eğitim almış veteriner hekimler tarafından verilmektedir. Yetkisi ve eğitimi olmadan hayvanlara müdahale eden kişiler, öncelikle bilimsel gerçeklere sonra kendi mesleğine, sonra da veteriner hekimlik mesleğine karşı hukuki ve etik açıdan büyük suç işlemektedirler.
Bu doğrultuda TVHB Merkez Konseyi ve Veteriner Hekim Odaları olarak vakaları takip edip ilgili kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmakta, üye olduğu meslek odasına şikayet etmekteyiz. Son günlerde sosyal medyada yer alan bütün vakalar, şahısların görev yaptığı ilgili kurumlara şikayet edilmiş olup süreç yakından takip edilmektedir. Daha önce bu konuda çok sayıda lehimize sonuçlanmış dava olup, sahte veteriner hekimlikten ceza almış hükümlüler bulunmaktadır. Bundan sonraki süreçte de yetkisi ve eğitimi olmadan mesleğimizi yapmaya çalışanlara karşı hukukitakibimizi sürdüreceğimizi, hayvan sağlığını ve mesleğimizi korumaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygılarımızla bildiririz.
Prof. Dr. Murat Arslan
Türk Veteriner Hekimleri Birliği
Merkez Konseyi Başkanı