Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, 1 Nisan 2022 tarihinden itibaren geçerli olacak süt fiyatlarını değerlendirerek, “ 1 Nisan 2022 tarihinden itibaren Nisan ayı sonuna kadar soğutulmuş çiğ süt tavsiye satış fiyatı (çiğ süt destek primi hariç)litresi 5,70 TL olarak belirlenmiş, Nisan ayı sonu itibariyle piyasa şartlarına göre tekrar değerlendirme yapılacağı ifade edilmiştir. Süt üretiminin ve dolayısıyla kırmız et üretiminin de olması için, süt ve süt ürünlerinin halk tarafından satın alınabilir fiyatta olması gerekmektedir” dedi.
Türk Veteriner Hekimler Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, 1 Nisan 2022 tarihinden itibaren geçerli olacak süt fiyatlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Eroğlu, “Bilindiği gibi 8 Aralık 2021 tarihinden geçerli olmak üzere Ulusal Süt Konseyi çiğ süt tavsiye satış fiyatını 4,70 TL olarak belirlemiş idi. Çiğ süt destekleme primi de 20 kuruş idi. 1 Nisan 2022 tarihinden itibaren Nisan ayı sonuna kadar soğutulmuş çiğ süt tavsiye satış fiyatı (çiğ süt destek primi hariç) 5,70 TL/Litre olarak belirlenmiş, Nisan ayı sonu itibariyle piyasa şartlarına göre tekrar değerlendirme yapılacağı ifade edilmiştir. Uygulamanın başlamasına henüz 10 gün vardır. Kaldı ki bu fiyatlar tavsiye fiyatlarıdır ve tam olarak yaptırım gücü de tartışmalıdır. Geçmişte tavsiye fiyatlarının uygulanmadığı zamanlar ve bölgeler de olmuştur” diye konuştu.
Sütün önemine değinen Eroğlu şunları söyledi: “Süt bilindiği üzere tarımın lokomotif ürünü olduğu gibi insan beslenmesinin özelikle de çocukların en temel besin ürünüdür. Üretici-Sanayici-tüketici dengesinin kurulması çok önem arz etmektedir. Süt Üreticisi olmadan üretimin gerçekleşemeyeceği gibi süt ürünün satılamaması durumunda da üretiminin düşeceği bir gerçektir. Bu durumda acil çözüm önerilerine yoğunlaşmanın çok önemli hale geldiği görülmektedir. Süt üretiminin ve dolayısıyla kırmız et üretiminin de olması için, süt ve süt ürünlerinin halk tarafından satın alınabilir fiyatta olması gerekmektedir. Bu nedenle devletin hem süt üreticisini koruyarak üretimin devamlılığını ve hem de özellikle çocuklarımızın, gençlerimizin yeterli hayvansal protein almasını sağlamak gibi bir denge görevi vardır.”
GIDA GÜVENLİĞİ
Gıda güvenliğine dikkat çeken Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkeler öncelikle kendi gıda güvenliklerini sağlamak amacıyla ihracata vergi konulması da dahil olmak üzere çeşitli kısıtlayıcı tedbirler alırken, Türkiye yem üretiminde kendi kendine yeterli olmak için çaba göstermelidir. Yemde ithalat sarmalından kurtulmak için acil önemler devreye sokulması gerekmektedir. Yem bitkilerinin üretimi yüksek oranda desteklenmesi gibi, yem ile ilgili politikalar üretmek için ilgili kurum ve kuruluşların dahil olduğu bir komisyon oluşturulmalı ve alınan kararlar hızlı bir şekilde uygulanmaya konulmalıdır. Yem dışında üretim maliyetlerini önemli ölçüde etkileyen akaryakıt, sağım hane elektriği, işçilik-sigorta gibi giderler konusunda acil önlemler alınmalıdır. Ulusal Süt Konseyinin yapısı revize edilmeli etkinliğinin artırılması için çalışma yapılmalıdır. Ülkemiz insanının yetersiz beslenme tehlikesi ile karşı karşıya kalmaması en büyük temennimizdir. Türk Veteriner Hekimleri Birliği, daha çok çözüm odaklı çalışılması gerektiği düşüncesiyle 56 Veteriner Hekimleri Odası ve ülkemizin her bir köşesindeki meslektaşlarımız ile sektör sorunlarının çözülmesi amacıyla her desteği vermeye hazırdır.”
Eroğlu daha sonra şu ifadelerde bulundu: “2020 yılında 97 bin 926 ton olan pastörize tam yağlı süt üretimi 2021 yılında 88 bin 147 ton, 2020 yılında 729.539 ton olan inek peyniri üretimi 2021 yılında 728 bin 777 ton olarak gerçekleşmiştir. 2022 yılının Ocak ayında toplanan inek sütü miktarı 836 bin 959 ton ile bir önceki yılın Ocak ayına göre yüzde 5,7 düşmüştür. 2022 yılı Ocak ayında toplanan içme sütü miktarı 132 bin 726 ton olmuş, bir önceki yılın Ocak ayına göre, yüzde 8,4 düşmüştür. Sebepler ne olursa olsun bu rakamlar; Büyükbaş hayvancılıkta ve süt üretiminde sıkıntılı bir süreci göstermektedir.”
Yem fiyatlarına değinen Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye mısır, arpa, soya, DDGS gibi yem hammaddelerinde önemli miktarlarda ithalat yapmaktadır. Hem dolar kurundaki artışlar, hem de dünya piyasasındaki oynaklıklar nedeni ile bu ürünlerin fiyatları devamlı olarak yükselmektedir. 2021 yılı içerisinde bu ürünlerin fiyatlarında yüzde 100 civarında, bazılarında daha fazla fiyat artışları olmuştur. Yem fiyatlarına sadece 2022 Mart ayında 20 günde yüzde 15 civarında zam gelmiştir. Kanaatimizce ülkemizde süt üretimini artırmanın ilk aşaması özellikle mera besiciliği olmak üzere yem üretimini artırmak ve artırırken de kaliteli ve ucuza mal etmenin tartışmasını yapmaktır. Devamlı olarak söylediğimiz; bitkisel üretimin esası hayvancılık için yapılmasıdır. Süt üretim maliyetinin ortalama yüzde 70’ini yem maliyeti oluşturmaktadır.”
Eroğlu, “Mera besiciliğini geliştiremediğimiz, kaliteli ve bol yem hammaddesini, mısır, arpa, soya, buğday kepeğini ülkemizde bol ve ucuza üretemediğimiz sürece çiğ süt fiyatları ne olursa olsun, parite ve maliyet tartışmaları bitmeyecektir. Kovid 19 pandemisi, sonrasında Rusya Ukrayna savaşı, daha sonra da çeşitli gerekçeler ile dünyada gıdaya ulaşımdaki sıkıntılar daha da artacaktır. Gıda derken tabi ki hayvancılığın olmazsa olmazı olan yem hammaddeleri de buna dahildir” dedi.