Türk Veteriner Hekimler Birliği (THVB) Merkez Konsey Başkanı Ali Eroğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Söyleşimiz sırasında Eroğlu, veteriner hekimlerinin sıkıntılarını aktardı. Veteriner hekimlerin hâlâ sağlık çalışanları ile aynı özlük haklara sahip olmamasını eleştiren ve birçok veteriner hekimin işsizler ordusuna katıldığını aktaran Eroğlu; ileri hayvancılık için ileri veteriner hekimliğin olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca Eroğlu; “Bir ülkede damızlık hayvan kesime gidiyorsa; orada tehlike çanları çalıyor demektir” diyerek bitkisel ve hayvansal üretimde sorunlar yaşanmaması için kırsalda nüfusun arttırılması gerektiğinin mesajını verdi.
Röportaj: Kübra TÜRKAN
THVB Merkez Konsey Başkanı Ali Eroğlu geçtiğimiz haftalarda bir dizi programa katılmak üzere ilimize geldi. Bu sırada kendisi ile bir söyleş gerçekleştirdik. İşte Eroğlu ile gerçekleştirdiğimiz söyleşimizin detayları da şöyle…
Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne de gittiniz burası ülkemizin en eski veteriner fakültelerinden biri siz fakültemizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
“FIRAT ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ, VETERİNER FAKÜLTELERİNE AKADEMİK KADRO YETİŞTİRİYOR!”
Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi eğitimi ile ülkemizin köklü üniversitelerinden. Kaliteli eğitimi ile ön plana çıkıyor. Fakültede gerçekleştirdiğim konuşmamda da şu ifadelere yer verdim: Gittiğimiz veteriner fakültelerinde hocalara soruyorum; hocam, hangi fakülte mezunusunuz? Dediğimde bu sorunun cevabı olarak Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi cümlesini duymaktayım. Malum Türkiye’de 32 veteriner fakültesi var. Bunlardan 29 tanesi öğrenci alıyor. Hemen hemen bütün fakültelerde Fırat Üniversitesi çıkışlı akademisyenlerle karşılaşıyoruz. Ben de Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sayın Mehmet Çalıcıoğlu’na, veteriner fakültelerini akademik kadro anlamında besleyen fakültelerden birisiniz dedim.
“EĞİTİMDEN SIKINTILI OLAN BİR MESLEĞİN GELECEĞİ SIKINTILI OLUR!”
Ben Ankara Veteriner Fakültesi çıkışlıyım. O dönemde Elazığ’a da veteriner fakültesi açıldı. Ayrıca Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesinin bir özelliği daha var uluslararası akredite başarısı da var. Bu bir vizyon meselesi. Bizim eğitimle ilgili sorunlarımızdan bir tanesi şu; altyapısı yetersiz olan ve donanımları itibarı ile istenilen seviyelere gelememiş veteriner fakültelerimiz var. Bizler bunu çok önemsiyoruz. Çünkü eğitimde sıkıntısı olan bir mesleğin geleceği sıkıntılıdır. Biz bütün veteriner fakültelerinde uygulanan eğitim ve öğretim kalitesi yüksek olsun istiyoruz.
“DAHA FAZLA VETERİNER FAKÜLTESİ AÇILMAMALI!”
Bunun için çekirdek eğitim programı diye bir program üzerinde çalıştık bu da YÖK genel kurulunda kabul edildi. Buna göre Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesinin müfredatının %80’ni diğer fakültelerde uygulanacak bu şekilde eğitimde bir birlik sağlanacaktır. Ayrıca çok fazla sayıda veteriner fakültesi var daha fazla açılmamalı! Mevcut olanların eğitim kalitesi arttırılmalı eğer artırılmıyorsa kapatılmalı ve araştırma geliştirme kurumları olarak değerlendirilmelidir.
Geçtiğimiz haftalarda Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ile görüşerek, veteriner hekimlerin sorunlarına değindiniz. Siz geçmişte de veterinerlik hekimlik yaptınız geçmiş ile şimdiyi kıyaslayacak olsanız; veteriner hekimlerin değişen ve değişmeyen durumu nelerdir?
“MESLEĞİMİZİN İTİBAR KAYBETMESİ CİDDİ BİR SORUN!”
Bizler 80’li yıllarda bu mesleğe başladık. O zaman Türkiye’de veteriner hekimlik itibar sıralamasında ilk sıralardaydı. Ciddi anlamda itibar araştırması yapılmamış ama 2006 yılında TÜBİTAK tarafından İstanbul Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışma var orada veteriner hekimler 27 sırada mesleki itibar sıralamasında yer alıyor. 2019’da bir araştırma yapıldığını ve 30. sıraya geldiği belirtilmekte. Mesleğimizin itibar kaybetmesi ciddi bir sorun.
“TBMM’DE VETERİNER HEKİMLERİN TEMSİLİ İÇİN VETERİNER HEKİMLER MİLLETVEKİLİ OLMALI!”
Veteriner hekimlerin milletvekili olması lazım! TBMM’de veteriner hekim olmayışı sıkıntımız var. Tek iki kişi var o da TBMM Tarım Komisyonu Başkanı bir diğeri de eski Tarım Bakanı Mehdi Eker’di. O da daha çok parti işleri ile ilgileniyor. Mecliste bizim işlerimizi kovalayacak ve komisyonlarda görüşülmesi gereken konularda bize yardımcı olunmalı! TBMM’de veteriner hekimlerin teslim edilmesi gerekiyor. Bazı meslek gruplarında 30’un üzerinde vekil bulunuyor. Veteriner hekimler ise yok. Bu da önemli sorunlardan biri.
“İLERİ HAYVANCILIK İÇİN İLERİ VETERİNER HEKİMLİK ŞART!”
Veteriner hekimlerin muayeneleri de var. Veteriner hekimlerin hayvanlara kullandıkları ilaçları bulundurma ve satma uygulaması var. Bu önemli bir kazanımdı ve bunu rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu gibi bir siyasetçiye borçluyuz. Bizler Sayın Cumhurbaşkanımız ile de geçtiğimiz aylarda görüştük ve kendileri ile mesleğimizin ülkemiz açısından önemli olduğunu ifade ettik. Biz Türk Veteriner Hekimler Birliği olarak 40 bin veteriner hekimi temsil ediyoruz. Bizim bir sloganımız var. ‘ileri hayvancılık için ileri veterinerlik hekimlik!’ diyoruz. Mesela klinik veteriner hekimler, e-reçete de bir takım problemler yaşıyor. Gerçi bu konuda bir takım olumlu adımlar atıldı. Daha kullanıcı dostu bir sistem oluşsun istiyoruz. Veteriner hekimler çağdaş normları kazanmış ve gerçekten gelişmiş ülkelerdeki standartları yakalayan ve standartları yükseltilmiş bir veteriner hekimlik Türkiye’de icra edildiği takdirde bunun katkısı sadece bireysel olarak veteriner hekimlere yansımayacak. Bunun katkısı ülkemiz hayvancılığına yansıyacak bu da ülkemizin kalkınmasına fayda sağlayacak.
Veteriner hekimlerin sorunları iyileştirilse, hayvancılık sektörünün daha iyi bir hâl alacağına işaret ettiniz. Şu an hayvancılık sektöründe ciddi sıkıntılar var. Peki size hayvancılıktaki sıkıntılara dair ne gibi şikâyetler geliyor?
“KABA YEM İLE HAYVAN YAŞATILIR AMA VERİM ELDE EDİLMEZ!”
Hayvancılık sektörü önemli sorunlar yaşıyor. Çünkü hayvanların yem fiyatları ciddi ölçüde arttı. Besi yemi ile süt yemi arasındaki fiyat farkı geçen yılla bu yılla kıyaslandığı an %100 bir artış söz konusu olduğu görülüyor. Bu da üreticiyi yem tedariki konusunda sıkıntıya sokuyor. Sadece kaba yem ile hayvancılık olmaz. Bu şekilde hayvan yaşatılır belki ama istenilen güzel bir verim elde edilmez. Ne istenilen miktarda et ne de süt verimi olmaz.
“ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE DÜNYANIN EN ÖNEMLİ MESELESİ GIDA GÜVENLİĞİ OLACAK!”
Salgın hastalık sürüyor insanlar alışverişlerinde en fazla gıda ürünlerine ve de temizlik ürünlerine yöneliyor. İnsanlar en lüks arabalara binebilir ama tüketecek gıda bulmazsa o lüks aracına binerek bir yerlere dahi gidemez. Önümüzdeki süreçte; dünyanın en önemli meselesi gıda güvenliği olacak. İnsanların sağlıklı ve dengeli beslenmesi konuşulacak. Sağlıklı ve dengeli beslenmenin ilk şartı da hayvansal gıda alımıdır. Özellikle genç nüfusta ve 4 yaşına kadar olan çocuklarda zekâ gelişim için muhakkak hayvansal protein tüketmeleri gerekiyor. Şu an yapay etten bahsediliyor. Hayvancılığın küresel ısınmaya etkisi olduğu öne sürülüyor. Hayvancılığa karşı değişik bir yaklaşım söz konusu ama bunlar doğru şeyler değil!
“BİR ÜLKEDE DAMIZLIK HAYVAN KESİME GÖNDERİLİYORSA ORADA TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYORDUR!”
Ama hayvan üreticimiz kendi damızlık hayvanını kasaba ve mezbahaya göndermek zorunda kalıyor. Bir ülkede damızlık hayvan kesime gidiyorsa; orada tehlike çanları çalıyor demektir. Aslında bizim ülkemizde damızlık hayvan kesimi yasaktır. Damızlık vasfını kaybettiğine dair rapor alınmadan kesilmesi yasak! Ama hayvan pazarlarını gezdiğimizde karşılaşıyoruz damızlık hayvanının satışa çıkaranları neden bunu satıyorsun? Dediğimiz de kredi kullandım onu ödeyemiyorum ve şu an hayvana yem alamıyorum demekte. Şimdi ben bu hayvana nasıl bakacağım? Bir de dönüp kendi aileme bakmam lazım! Elimde traktör vardı onlar ipotekli demekte.
“ÜRETİCİNİN HAYVANCILIKTAN ÇEKİNMEMESİ ADINA KIRSAL NÜFUS ARTTIRILMALI!”
Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde tarım devlet destekli sürdürülür. Hem bitkisel hem de hayvansal üretim bu şekildedir. Amerika’ya gidin, mutlaka devletin desteği vardır! Soya üretiminde Amerika dünya lideridir. Eğer soya da bir sıkıntı yaşanıyor ise hemen devlet destek sağlar. Filan ülkelerde de her şey çözülmüş değil! Sorunlar açığa çıktığında onu gidermek için devlet desteği var. Bizim üreticilerimizin de hayvancılıktan çekinmemesi için öncelikle kırsal nüfus artırılmalı!
“KIRSAL NÜFUSTAN VAZGEÇERSEK; HAYVANSAL VE BİTKİSEL ÜRETİMDEN VAZGEÇMİŞ OLURUZ!”
Kırsal nüfus % 6,5 civarına düştü. Bizler kırsal nüfustan vazgeçersek, hem bitkisel üretimden hem de hayvansal üretimden vazgeçmiş oluruz. Hayvancılıktan çekinen insanların tekrar hayvancılığın içine çekemezsiniz isterse her şeye %100 destek verin! Hayvancılık çok zor bir iştir. Bunun için o kopuşun önüne geçilmeli! Kırsala göçün başlatılması lazım! Biz Cumhurbaşkanlığı Bilim ve Teknoloji Güvenlik Kurulu Politikalarında geçen sene yaptığımız bir çalışmada kırsal nüfusun çok gerilediğini ve bunun yarınlarda tarım ve hayvancılık sektöründe ciddi sıkıntılar doğuracağını belirtik. Bunun olmaması için kırsalın cazip hale getirilmesi gerektiğini belirttik. Kırsalda yaşayan insanların desteklenmesi gerekiyor. Ben geleceğimden eminsem, şehre gitme ihtiyacı duymam! Aksi takdirde yol alırız. Bu göçler, şehirlerde güvenlik sorunlarını da beraberinde getirdi.
“AVRUPA ŞEHRİ KIRSALA TAŞIMIŞ!”
Avrupa ülkelerinde gördüğüm şuydu onlar şehri kırsala taşımışlar. Fransa’da kırsalda yaşayan birine neden Paris’te değilsiniz dediğimizde Paris burada ben neden gideyim? Demekte. Medeniyet bende demekte ve doğal bir hayat yaşadığını aktarmakta. Sağlığa ulaşıyorum, eğitime erişiyorum ve burada yaşarken üretici konumundayım demekte.
“KENDİ TÜKETECEKLERİNİ ÜRETEMEYENLER, BAŞKALARININ ÜRETTİKLERİNİ TÜKETİRLER”
Sevdiğim bir söz var. Şu anda kimin söylediği aklıma gelmese de söz şöyleydi: kendi tüketeceklerini üretemeyenler, başkalarının ürettiklerini tüketirler. Ama onların belirlediği kaliteden ve fiyattan tüketirler! Seçme şansınız olmaz! Üretmezseniz bağımlı hale gelirsiniz! Benim param çok zengin bir ülkeyim! Ama sizin üretmediğiniz bir ürünü üreten bir ülke size satmak istemezse sizin yapabileceğiniz hiçbir şey yok! Kendi kendine yeten bir ülkeyi gerçekleştirmek zorundayız.
Pandemi konusuna değindiniz yerli aşımız TÜRKOVAC’ta veteriner hekimlerimizin de katkısı yadsınamaz. Bu konudaki görüşlerinizi de alabilir miyiz?
“VETERİNER HEKİMLER, SALGIN DÖNEMLERİNDE TARİHİ TECRÜBELERİNİ KULLANIYOR!”
Dünyada veterinerlik bilimsel olarak 1867 ‘de başlıyor. Sebebi sığır veba salgını 17’nci ve 18’inci yüzyılda görüldü. Bizim ülkemizde de 1800’lü ve 1900’lü yılların başında da bu salgın var. 1942’de veterinerlik eğitimleri bizim ülkemizde de başlıyor. Bu eğitim başlama sebebi de salgınlar. Dünyadaki ve ülkemizdeki ilk veterinerlik fakültesinin kurulmasının altında da viral hastalık yatıyor. Virüs ve viral hastalıklar konusunda veteriner hekimler tarihi tecrübelere sahiptir. 1880’lerin sonu ve 1900’lerin başında Fevzi Çakmak’ın bir sözü var. “Eğer veteriner hekimler olmasaydı biz İstiklal Harbini kazanmazdık” demekte! Çünkü harpler sırasında sığır vebası salgını var. Hayvanlar telef oluyor ve askerin hayvansal protein ihtiyacı da karşılanamıyordu. Bu insanlara bulaşan bir hasatlık değil! Şefik Kolaylı; “Komutanım, hasta hayvanları keselim! Kavurma yapmak suretiyle et tüketelim” diyor. Bunun üzerine komutan askeri mi zehirleyeceksin? Hasta hayvan eti yedirilir mi deniliyor? Bunun üzerine Kolaylı bir askere yedirelim eğer bir şey olursa beni kurşuna dizersiniz ifadelerini kullandı ve uygulamalı bir şekilde sığır vebasının insanlara geçmediği anlaşılmış oldu. Veteriner fakültelerinde viroloji ana bilim dalı kuruldu. Covid- 19’da bir virüstür. Virüsü ilk izole eden 3 profesör veteriner hekim oldu. Şimdi de TÜRKOVAC aşısını geliştirenler arasında meslektaşlarımız sayın hocalarımız var. Faz aşamaları tamamlandı. Acil onay kodu da aldı. Veteriner hekimler, tarihi altyapılarını ve tarihi tecrübelerini nesilde nesile aktarıyorlar.
“VETERİNER HEKİMLER, SAĞLIK ÇALIŞANLARI İLE AYNI ÖZLÜK HAKLARINA SAHİP DEĞİL!”
Bütün bunlar yapılmasına rağmen hâlâ veteriner hekimler sağlık sektöründe çalışanlarla aynı özlük haklarına sahip değil! Veteriner hekimler, sağlık meslek grubu içine dâhil edilmedi. Veteriner hekimler 657 sayılı devlet memurları 5993 sayılı hıfzıha kanuna göre sağlık hizmetleri sınıfında yer alıyor. Ancak beşeri sağlık grubunun tanımlandığı konsey içerisinde yer almadığı için sağlık çalışanlarını özlük haklarına kavuşamıyor. Biz bu sıkıntılarımızı Bakan Pakdemirli’ye aktardık. Kendisi kendi bakanlıklarla ilgili konuları çözüme kavuşturacaklarını ama kendilerinin dışındaki ve farklı bakanlıklarla ilgili konularda da yazışmaların yapılacağını ifade etti. Biz de kendisine teşekkürlerimizi sunduk.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
“VETERİNER HEKİMLERDEN İŞSİZLER ORDUSU OLUŞTU”
Sağlıkta şiddet konusu var! Veteriner hekimlik zor bir meslektir. Çünkü gecesi gündüzü yok! Kontrol hizmeti sağlayan veya koruyucu aşılamalar yapan meslektaşlarımıza zaman zaman saldırılar oluyor ve acı olaylar oluyor. Neredeyse hayatını kaybetme noktasında ağır yaralananlar oldu. Bunun için veteriner hekimlere dönük şiddetin de önlenmesi gerekiyor! Her yıl 2 bin civarında veteriner hekim mezun oluyor bir işsizler ordusu oluştu. Bir an önce de Tarım ve Orman Bakanlığı, yerel yönetimlere veteriner hekim istihdamı sağlamalı. Ben size teşekkür ederim.
https://www.elazigfirat.com/ekonomi/canlar-hayvancilik-sektoru-icin-caliyor-h142999.html