Her yıl 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü; hayvanlara karşı yapılan haksızlıklara dikkat çekmek ve bu sorunları engellemek için hayvan hakları konusunda farkındalık oluşturulması amacıyla kutlanmaktadır.
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü, sadece gözümüzün gördüğü hayvanların değil, yeryüzünde var olan tüm hayvanların da yaşam hakkına sahip olduklarının hatırlanması açısından çok önemlidir.
UNESCO tarafından yayımlanan Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 5.ci Maddesinde; “Bir insanın desteğine ihtiyaç duyan her hayvan uygun beslenme ve bakımı görme hakkına sahiptir.” İfadesine yer verilmiştir.
Bir taraftan Dünya genelinde hızla artan nüfus, çarpık yapılaşma, doğal alanların tahribatı, yasa dışı avcılık ve ticaret, yaban hayatının dengesini bozarak, diğer canlıları bir yok oluşa doğru sürüklemekte, diğer taraftan maddi kazanç ve eğlence amacıyla hayvanlar, işkence, eziyet ve kötü muameleye maruz kalmaktadır. Son derece üzücü bu tablo 21. Yüz yıl insanına hiç yakışmamaktadır.
Bu gün ülkemizde; Bu hayvanlardan Vaşak, Leopar, Hazar Kaplanı, Çita, Yaban Kedisi, Akdeniz Foku, Asya Yaban Eşeği, Afrika Eşeği, Yabani At, Kızıl Geyik, Alageyik, Çengelboynuzlu Dağ Keçisi, Dağ Koyunu, Dağ Keçisi, Ceylan, Kunduz, Su Maymunu, Oklu Kirpi, Sırtlan, Karakulak, Boz Ayı, Yılan Kartalı, Sakallı Akbaba, Kızıl Akbaba, Kara Akbaba, Dik Kuyruk gibi birçok hayvanın nesli tükenmiş ya da tehlike altındadır.
5199 sayılı Hayvan Hakları Yasası’nın TBMM’de görüşülerek yeni düzenlemelerle kabul edilmesi ile hayvanların mal olarak değil can olarak değerlendirilmesi ve buna paralel olarak cezaların bir bölümünün idari cezalar kapsamından çıkarılarak suç olarak değerlendirip arttırılması önemli bir gelişmedir. Ancak Hayvanlara Eziyet ve Kötü Muamelelerin önlenmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’na sunduğumuz raporlarda yer aldığı gibi daha kapsayıcı ve caydırıcı önlemlerin uygulamaya konulması için kısa zaman içerisinde ek bir düzenlemenin yapılması uygun olacaktır.
Hayvan mağduriyetlerinin başında sokağa terk etmeler gelmektedir. Özellikle doğum günü hediyesi ya da çocuğunu sevindirmek amacıyla bir eşya gibi satın alınan ve daha sonra çeşitli sebeplerle sokaklara terk edilen hayvanlara bu mağduriyeti yaşatmak kabul edilebilir bir durum değildir. Bunun hem vicdani açıdan, hem de havyan sevgisi açısından sorumluluğu büyüktür. İnsanlar terk etmek için evlerine süs eşyası gibi hayvan almamalıdır.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak kesinlikle bu tür davranışları kabul etmiyoruz. Hayvanlar da yaşamımızın bir parçası ve dostlarımızdır. Bakılamayan hayvanlar için yetkililerle irtibata geçilerek yardım alınmalıdır.
İşte bu sebeple Tarım ve Orman Bakanlığı ile Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin imzaladığı protokolle mikroçip takma ve kimliklendirme konusunda önemli adımlar atıldı. Hayvana takılan mikroçipte hayvan sahibine ve hayvana ait bilgiler olacak, okutulmak suretiyle kime ait oluğu görülecek, böylece artık hayvanının sokağa terk edilmesininin önüne geçilecektir.
Ayrıca, geçtiğimiz aylarda Türkiye Belediyeler Birliği (TBB), Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) ve (HAYTAP) Hayvan Hakları Federasyonu arasında sokak hayvanlarının yaşam kalitesinin artırılması için iş birliği protokolü imzalandı.
Protokol ile; sahipsiz sokak hayvanlarının bulunduğu ortamdan alınıp kısırlaştırılması, aşılanması, sağlık tedavilerinin yapılıp çiplerinin takılarak kayıt altına alınması, bu işlemlerden sonra alındığı ortama tekrar bırakılması ve sahiplendirilmesi, sahipsiz hayvanların daha iyi ortamda ve şartlarda yaşamalarının sağlanması ile bunlara ilişkin eğitim ve iş birliği hususlarında kurumlar arası çalışmalar yapılacaktır.
Hayvanların korunması, hayvan hakları ve hayvan refahı için; Güçlü bir mevzuata, buna göre güçlü bir kamu yapılanmasına ve güçlü bütçeye ihtiyaç duyulmaktadır.
Yönetimsel olarak çok başlılığa son verilmelidir. Konunun Belediyeler ile Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Genel Müdürlüklerin uhdesinde olması yerine, Hayvan Refahı Genel Müdürlüğü veya Veteriner Otoritesi ya da Veteriner işleri Genel Müdürlüğü Kurularak bünyesinde Hayvan Refahı Daire Başkanlığı, altında da, Çiftlik Hayvanlarının Refahı, Sahipsiz Hayvanlar, Av ve Yaban Hayatı ile Hayvanat Bahçelerinde Refah, Deney Hayvanları ve Su hayvanları Refahı gibi Şube Müdürlükleri oluşturulması sağlanmalıdır.
Yeterli bir bütçe kaynağı için Hayvan Refahı Fonu oluşturulmalıdır. Bunun için emlak vergisinde ek vergi, şans oyunlarının gelirlerinden hayvan refahına pay aktarılmalıdır. Kesilen para cezaları fona aktarılmalı, hayvancılık sektöründen para kazananlardan (mama, aşı, ilaç, pet shop malzemeleri üreticisi, yarış atı sektörü vs.) maddi ve ayni katkılarda bulunması için yasal zorunluluk getirilmelidir.
Denetime bağlı eksiklikleri gidermek için ilgili Bakanlık bünyesinde veteriner hekimlerden oluşan, hayvan hakları ihlalleri konusunda, denetleyen ve karar veren Hayvan Hakları Müfettişliği kurulmalıdır.
Ayrıca olayın asayiş yönü için emniyet veya jandarma teşkilatı içinden ve hayvan hakları kanunu ve ilgili mevzuat konusunda eğitim almış personelden, Hayvan Refahı Polisi kadroları oluşturulmalıdır.
Büyükşehir statüsündeki illerdeki Belediyelerde Veteriner İşleri Daire Başkanlığı diğer il ve ilçelerde ise Veteriner İşleri Müdürlükleri oluşturularak buralarda yeterli veteriner hekim ve yardımcı personel istihdamı sağlayacak düzenlemeler bulunmalıdır.
Kamunun yükünü azaltılmak için kısırlaştırma, aşılama ve kayıt-kimliklendirme işlemlerinde serbest veteriner hekim kliniklerinden faydalanılmalı, sahipsiz hayvanların bakım ve tedavisi işlemleri için hizmet satın alınarak can dostlarımızın tedavi hakkı kesintisiz sağlanmalıdır.
Sahipsiz hayvan rehabilitasyonu yapan merkezler günün şartlarına ve ihtiyaca uygun donanım, personel ve fiziki şartlara sahip olmalıdır.
Hayvan sahiplenecek kişilere hayvan sağlığı, çevre sağlığı ve mevzuat hakkında eğitim verilmeli ve hayvan sahiplenme ehliyeti olmayan insanların, hayvan sahiplenmesi engellenmelidir.
Önceki yıllarda da belirttiğimiz gibi;
4 Ekim çalışan hayvanlar için resmi tatil günü olarak ilan edilmelidir.
Polis köpekleri, yarış atları, itfaiyeye bağlı hayvanlar, fayton atları, arama kurtarma köpekleri, merasim birliği atları, temizlik hizmetlerinde kullanılan atlar, tarla sürme ve ekim işlerinde kullanılan hayvanlar 4 Ekimde çalıştırılmamalı, bu örnek davranış tüm Dünyaya Türkiye’den yayılmalıdır.
4 Ekim yalnızca bir vesile, bir hatırlatma günüdür. Gerek okul eğitimleriyle gerekse hayat boyu öğrenme etkinlikleri ile dünyayı tüm canlılarla paylaştığımızı toplumun her kesimine benimsetmeliyiz.
Sevgi insanlığın gereğidir. Hayvanlara eziyet ve işkence yapmak bir insanlık suçudur.
Hayvanları koruma günü kutlu olsun
04/10/2021
ALİ EROĞLU
TVHB MERKEZ KONSEYİ BAŞKANI