Antimikrobiyal direnç: İnsan ve hayvan sağlığı için gittikçe büyüyen küresel bir
tehdit!
18-24 Kasım Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası Dünya Sağlık Örgütü (WHO),
Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Örgütü’nün(FAO) ortak düzenledikleri etkinliklerle tüm dünyada kutlanmaktadır. Hafta
etkinlikleri çerçevesinde, halk sağlığını ve hayvan sağlığını tehdit eden antimikrobiyal
dirençlilik farkındalığını arttırmak ve antimikrobiyallere dirençli enfeksiyonun
yayılmasını önlemek için toplumun teşvik edilmesi amaçlanmaktadır.
Antimikrobiyal direnç; bakteri, mantar, virus ve parazitlerin tedaviye direnmesine,
tedavisi daha zor olan enfeksiyonlara, bunların yayılmasına, ağır hastalıkların ve
ölümün artmasına sebep olur.
2020 yılının Mayıs ayında 3 taraflı olarak; FAO, OIE ve WHO tarafından düzenlenen
paydaş taraflar toplantısında, Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası faaliyet alanının
“antibiyotik dirençliliği” üzerine değil, “antimikrobiyal dirençliliği” üzerine odaklanacak
şekilde kapsamı genişletilerek, Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası, Dünya
Antimikrobiyal Farkındalık Haftası adını almıştır.
Antimikrobiyal direnç, günümüzde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizin de en ciddi
sorunlarından biridir. Antibiyotik direncinin bilinçsiz antibiyotik kullanımı nedeniyle
artarak insan ve hayvan sağlığını tehdit eder düzeye gelmesi, gelecekteki en önemli
meselelerinden biri olmakla birlikte, bu riski minimize etmek ve ortadan kaldırmakta
insanın elindedir.
Sağlıklı birey, sağlıklı toplum ve sağlıklı dünya için bilimsel tespitlere dayalı doğru
planlamalara, doğru stratejilere ihtiyacımız vardır.
Düne göre bugün Antimikrobiyal direnç, gıda güvenliği ve güvenirliği daha önemli ve
stratejik bir hale gelmiştir. Bilim insanları, önlem alınmadığı takdirde, gelecekte en
basit mikrobiyal hastalıkların dahi tedavilerinin çok güçleşeceği konusundan endişe
duymaktadır. Antibiyotiklere dirençli bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlar nedeniyle her
yıl Avrupa’da 30 bin kişiden fazla, dünya çapında ise yaklaşık 700 bin kişinin hayatını
kaybettiği, Antimikrobiyal direnç gelişimi önlenemez ve etkili antibiyotikler
geliştirilemez ise 2050 yılında yaklaşık 10 milyon insanın öleceği rapor edilmektedir.
Bu durumda, dünyanın ortak sorunu olan, Antimikrobiyal dirençle ilgili vakit
kaybetmeden, tüm ülkeler hazırlanacak projeler çerçevesinde ortak çalışma yürütmek
durumundadırlar.
Antibiyotiklere direnç ile ilgili toplum bilincinin oluşturulması gerekir. Bu amaçla
toplumun ve bu konuyla ilgileneceklerin uzman kişiler tarafından bilgilendirilmesi
önemlidir. Enfeksiyonların kontrolü antibiyotik direncini frenleyen çok önemli bir
unsurdur. Antibiyotik kullanma ihtiyacının azaltılması bakımından gerek insan ve
gerekse hayvan sağlığı alanında sistematik koruyucu uygulamaların geliştirilmesi
gerekmektedir.
2
Antibiyotik direnci ile etkin mücadele kapsamında ve Tek Sağlık Konsepti
çerçevesinde konu ile ilgili tüm paydaşların yer aldığı ulusal eylem planları
hazırlanarak hızlı ve etkin bir şekilde uygulamaya konulmalıdır. Bu husus ülkemiz için
de hayati derece de önemlidir. Unutulmamalıdır ki gerekli tedbirler alınmaz ise
dirençli bakterileri tedavi edecek antibiyotikler bulunamayacak ve bunun sonuçları
belki de bu gün aktif olarak yaşanmakta olan COVİD-19 pandemisinden daha ağır
seyredecektir.
Korunma Tedaviden Daha Etkili ve Daha Ekonomiktir, gerçeğinden yola çıkarak tüm
Dünyada olduğu gibi veteriner hekimlik hizmetlerinin, temel sağlık hizmetlerinin
ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeği kabul edilerek küresel halk sağlığını tehdit eden
zoonotik hastalıkların kontrolünde, antibiyotik direnci ile mücadelede ve gıda
güvenirliğinin sağlanmasında disiplinler arası bir yaklaşım olan Tek Sağlık kavramı ile
ilgili somut girişimlerde bulunulmalıdır.
Bu amaçla, beşeri hekimler, veteriner hekimler ve diğer sağlık personelinin bir arada
çalışmasını sağlayacak ve oluşumun kurumsal alt yapısını da içeren bir Tek Sağlık
Yasası çıkarılmalıdır. Bu doğrultuda, ilgili tüm meslek gruplarını bünyesinde
barındıran ve COVID-19 benzeri salgın zoonotik hastalıkların kontrolü ve
eradikasyonu olmak üzere, halk sağlığı ve hayvan sağlığı konusunda çalışmalar
yapacak ve stratejiler oluşturacak, ülkesel ve küresel olayları izleyerek
değerlendirecek, erken uyarı, erken teşhis ve erken reaksiyon ile hızla gerekli
tedbirleri alacak, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) benzeri doğrudan
Cumhurbaşkanlığına bağlı Hastalık Kontrol ve İzleme Merkezi (HAKİM) kurulmalıdır.
Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığında Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü, sağlık
Bakanlığında Veteriner Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü kurulmalıdır.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak ülkemizde veteriner hekimliğin standartlarının
yükseltilmesi, hayvancılığımızın ve hayvansal gıda üretiminin ileri seviyelere
taşınması, gıda güvenliği ile gıda güvenirliğinin sağlanmasının arzusu ve gayreti
içerisindeyiz. Antimikrobiyal direnci önemli buluyor, her geçen gün Dünyanın
gündeminde daha fazla yer alarak, insan ve hayvan sağlığı açısından giderek
büyüyen küresel bir tehdit olduğunu görüyoruz
Bu duygu ve düşüncelerle Antimikrobiyal Farkındalık Haftası’nın tüm canlılar için
daha sağlıklı günlerin yaşanmasına vesile olmasını temenni ediyorum.
18/11/2020
Ali EROĞLU
TVHB Merkez Konseyi Başkanı