TVHB Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mustafa Uludağ, Ankara’nın tarım ve hayvancılık potansiyelinin iyi değerlendirilemediğini söyleyerek, “Başkent’te aşırı miktarda boş arazi var. Bu araziler üretime sokulmalı. Meraya dayalı hayvancılık yapılmalı.” dedi.
Kaynak: Ankara’nın Tarım ve Hayvancılık Potansiyeli Değerlendirilemiyor
Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mustafa Uludağ Ankara’nın tarım ve hayvancılık potansiyelini gazetemize değerlendirdi. Uludağ, Başkentin arazilerinin yeteri kadar değerlendirilemediğini dile getirerek, “Ankara’da aşırı miktarda ekilmeyen boş arazi var. Bu boş araziler üretime sokulmalı. Meraya dayalı hayvancılık yapılmalı. Yılın 8 ayı hayvan otlatabileceğiniz araziler var. Bunlar ekonomiye kazandırılmalı” diye konuştu.
“ÇİFTÇİLER TEMBELLEŞTİRİLDİ”
Uludağ, Ankara’nın arazilerinin hayvancılık ve tarım alanında yeteri kadar değerlendirilemediğini söyleyerek, çiftçilerin tembelleştirildiğini dile getirdi. Uludağ, “Çiftçilerimiz tembelleştirildi. Devletin yaşlılara ödediği maaşlar, bakım ücretleri vb. buna neden oldu. Tavuk beslemeye üşenir oldular. Köylüler yumurtayı, tavuğu, eti marketten alır hale geldi. İnsan kaynaklarımız yanlış politikalar sonucunda yok edildi.”
“EKİLİ ARAZİLER ARTIK BOŞ”
“Arpa, buğday gibi tahıllarında ekiminde mazot fiyatları çok arttığı için çiftçi zor duruma düştü. Üstüne bir de kuraklık gelirse emeklerimiz boşa gider, iyiden iyiye batarım diye düşünüldü. Bu yüzden artık çiftçiler tahıl ekmemeye başladı. Türkiye saman bulamaz hale geldi. İthal cenneti olduk. Devletin buna müdahale etmesi lazım. Bakınız Başkent’te önceden tahıl ekili araziler şu an bom boş duruyor. Maliyeti artıran bir çok sebep var.”
“BOŞ ARAZİLER ÜRETİME SOKULMALI”
“Bu boş araziler üretime sokulmalı. Ankara’da aşırı miktarda boş arazi var, ekilmiyor. En büyük korkulardan birisi verim alamama korkusu. Eğer yetişmezse diye ekilmiyor. Ne yazık ki bu arazilerden elde edilecek ürünler ekonomiye kazandırılamıyor” diye konuştu.
“8 AY HAYVAN OTLATILABİLİR”
Hayvancılık konusunda ise Uludağ şunları söyledi, “Ankara’da meraya dayalı hayvancılık yapılabilir. Öyle yerler var ki yılın 8 ayı hayvan otlatılabilir. Mera ile hayvan beslemek en ucuz yöntemdir. Küçükbaş hayvancılıkla ilgili insanlara teşvik verilebilir. İnsanların köylerine dönmesi sağlanabilir. Şehirleşmedeki en büyük etken SGK primleridir. İnsanlar gelecekte emekli olamam kaygısı ile şehre göçüyor. Şehirde çok cüzi paralara bir iş bulup, devlet yardımına muhtaç duruma geliyor. Halbuki burada yapılabilecek birkaç ufak şeyle bu mesele çözülebilir.”
KÖYLER ÇEKİCİ HALE GETİRİLMELİ
“Köyde dur, 100 koyun besle senin SGK primin devletten denilebilir. 4 yıl sonra 100 taneyi geri alırım deyip üretime de teşvik edilebilir. Bir çiftçiden aldığın 100 taneyi de bir başkasına vererek bir döngü oluşturabilirsin. Buna benzer teşvikler yapılabilir. Eğitim ve sosyal haklar konusunda köye teşvik edici yatırımlar ve projeler yapılmalıdır. Bir de bir an önce taşımalı eğitimden vazgeçilmelidir. Taşımalı eğitim olduğu müddetçe de insanların gözü şehirde oluyor. Biz orta okulun sonuna kadar köylerde çocuklarımıza eğitim verebilmeliyiz. İnsanlarımız artık köylerden kaçmamalı. Bu da köyleri çekici hale getirmekle olmalı.”
KOOPERATİFLEŞMEYE VURGU
Ankara’da seracılığında geliştirilebileceğini de kaydeden Uludağ, kooperatifleşmenin önemine vurgu yaptı. “Kooperatifleşmedeki amaç aracısız ürün satmaktır” diyen Uludağ, şu ifadeleri kullandı, “Kooperatifleşme, ürettiğin ürünü aracısız tüketiciye satmaktır. Hem üreticiye ucuza mal etmek, hem malını iyi değerlendirme fırsatı sunar. Bunlar sağlanabilirse ancak ilerleme kaydedilebilir.
Emrah Özcan/İLKSAYFA
Kaynak: Ankara’nın Tarım ve Hayvancılık Potansiyeli Değerlendirilemiyor