Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Bilim Kurulu Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, “Şimdiye kadar, evcil hayvanların hastalığı yayabileceğine dair bir kanıt bulunmamıştır. Hayvanlara dokunurken, bakımları yapılırken temel hijyen ve biyogüvenlik kurallarına her zaman uyulmalıdır” dedi.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Bilim Kurulu, Türkiye’de görülen Korona Virüs (Kovid-19) salgınına ilişkin hazırladıkları raporu açıkladı.
TVHB, ileride Türkiye’de ve dünyada ortaya çıkabilecek zoonoz hastalıkların yayılımını erken safhada önlenmesi adına, TVHB Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu’nun önderliğinde; Dr. Sabri Hacıoğlu, Prof. Dr. Mehmet Şahal, Prof. Dr. Ahmet Kürşat Azkur ve Prof. Dr. Deniz Naim Ayaz’ın da aralarında bulunduğu bilim kurulu üyeleri, ortak bir basın açıklaması düzenledi.
Yaşanan bilgi kirliliğinin önüne geçmek amacıyla toplanan kurul, evcil hayvanı olan bireylerin hayvanlarla teması, hayvanların birbirleriyle teması gibi konular üzerinde açıklamalarda bulundu. TVHB Bilim Kurulu Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, Korona Virüs ailesinin 4 ayrı cinsi bulunduğunu aktardı. Eroğlu, bunlardan Alfakoronavirüslerin; insan, yarasa, domuz, kedi ve köpekleri enfekte eden 17 ayrı türünü içerdiğini açıkladı. Deltakoronavirüslerin ise; yaban ördeği, bülbül, gece balıkçılı, saz tavuğu ve ispinoz gibi kuş türlerini enfekte eden toplam 7 virüs türünü içerdiğini belirten Eroğlu, Gamakoronavirüslerin; kanatlılar ve balinayı enfekte eden 2 ayrı virüs türünü içerdiğini söyledi.
“Kovid-19 yayılımında veya kökeninde hangi hayvanların rolü olduğu netlik kazanmamıştır”
Son yirmi yılda yaşanan salgın hastalıkları hatırlatan Eroğlu, “Son paylaşılan bilimsel yayınlar incelendiğinde bir yarasa Korona Virüsü ile SARS COV-2’nin yüzde 96 oranında benzerlik gösterse de Kovid-19 yayılımında veya kökeninde hangi hayvanların rolü olduğu netlik kazanmamıştır. Bu nedenle diğer hayvanlarda tespit edilen Korona Virüslerle genetik analizler yapıldıkça tahmini köken belirlenebilir” ifadelerini kullandı.
“Korona Virüsler, birçok canlı türünü enfekte edebilmektedir”
Kovid-19 salgını konusunda bilgi kirliliğini önlemek amacıyla yaptığı açıklamada Eroğlu, “Korona Virüsler, birçok canlı türünü enfekte edebilmektedir. Korona Virüslerin sadece bazı türleri hem insanlarda hem de hayvanlarda hastalık yaparken, birçok türü sadece hayvanlarda hastalığa neden olmaktadır. Örneğin sığır Korona Virüsleri (Bovine coronavirus) sadece sığırlarda, kedi Korona Virüsler (Feline Coronavirus-FIP), köpek Korona Virüsleri (Canine coronavirus) tavuklarda infeksiyöz bronşitise neden olan diğer bir Korona Virüstür ve sadece belirtilen bu canlılarda hastalık yapmaktadır” dedi.
“Farklı hayvanların Kovid-19 virüsü ile hastalanıp hastalanmayacağı için daha fazla çalışmanın yapılmasına ihtiyaç vardır”
Virüslerin hepsinin de kendine özgü bir bulaşma döngüsü ve konakçı spektrumu bulunduğunu söyleyen Eroğlu, evcil hayvanlarla ilgili de açıklamalarda bulundu. Hong Kong’ta yaşanan bir olayı aktaran Eroğlu, “Dünya Hayvan Sağlık Örgütü (OIE) tarafından paylaşılan bilgilerde, evcil hayvanlardaki durum şu şekilde anlatılmaktadır. Hong Kong’ta, 26 Şubat tarihinde Kovid-19 pozitif bir insanın evinde bulunan 17 yaşındaki bir köpekte SARS-COV-2 tespit edilmiştir. Elde edilen veriler ışığında, uzmanlar tarafından bulaşmanın hayvan sahibinden köpeğe doğru olduğu yorumlanmıştır. Köpek ise hiçbir klinik belirti göstermemiştir. Hastalığın yayılmasında köpeklerin bir rol oynadığına veya köpeklerin bu hastalığa yakalandıklarına dair hiçbir kanıt yoktur. Farklı hayvanların Kovid-19 virüsü ile hastalanıp hastalanmayacağı ve mekanizmasının anlaşılabilmesi için daha fazla çalışmanın yapılmasına ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı.
“Evcil hayvanların hastalığı yayabileceğine dair bir kanıt bulunmamıştır”
Kovid-19 salgınının yayılmasının insandan insana bulaşma yoluyla olduğunu belirten Eroğlu, “Şimdiye kadar, evcil hayvanların hastalığı yayabileceğine dair bir kanıt bulunmamıştır” diyerek evcil hayvanları olan bireylere de önerilerde bulundu. Bu öneriler kapsamında Eroğlu, “Hayvanlara dokunurken, bakımları yapılırken temel hijyen ve biyogüvenlik kurallarına her zaman uyulmalıdır. Bu kurallar; hayvanlara yaklaşmadan önce veya sonra ve hayvanların yemlerine, eşyalarına dokunmadan önce ve sonra ellerin yıkanmasını ve çok yakın temastan kaçınmayı içerir. Bu kurallar sadece bu salgına özel olmayıp hayvanların ve insanların sağlığının korunması için her zaman uygulanması önemlidir. Kovid-19 hastası olan ya da tıbbi gözetim altında bulunan kişiler, evcil hayvanlarıyla yakın temastan mümkün olduğunca kaçınmalı ve başka biri hayvanlarla ilgilenmelidir. Eğer hasta kişiler kendi hayvanlarıyla ilgilenmek zorundaysa belirtilen biyogüvenlik ve hijyen kurallarına uymalı ve mümkünse maske takmalıdır” diye konuştu.
“Kovid-19 salgınının gıdalarla bulaştığına dair herhangi bir bilimsel delil yoktur”
Günümüzde yeni ve yeniden ortaya çıkan hastalıklarının ortaya çıkış aşaması araştırıldığında, hastalıkların daha çok hayvan kaynaklı olduğunu söyleyen Eroğlu, “Kovid-19’un kaynağının hayvanlar olduğu düşünülse de hastalığın nereden ortaya çıktığı kesin olarak tespit edilebilmiş değildir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ve diğer uluslararası kuruluşlara göre henüz Kovid-19 salgınının gıdalarla bulaştığına dair herhangi bir bilimsel delil yoktur. Ayrıca Kovid-19 ile benzer hastalıklar olan SARS ve MERS’te de gıda kaynaklı bildirilmiş bir vakaya rastlanmamıştır. Ancak virüsün yüzeylerde ve cisimlerde uzun bir süre canlı kalabildiği ve bu cisimlere temas eden kişilere bulaşabildiği bilinmektedir. Genel olarak, Korona Virüsler -20 derecede donmuş ortamlarda iki yıla kadar enfeksiyöz karakterlerini koruyabilmektedir. SARS-CoV ve MERS-CoV üzerinde yapılan çalışmalar, bu virüslerin sıcaklık, nem gibi parametrelerin kombinasyonuna bağlı olarak günlerce farklı yüzeylerde kalabileceğini göstermiştir. Bu noktada gıdaları da bir cisim gibi düşünmek mümkündür. Bu nedenle Kovid-19’un bulaşmasının önlenmesi için genel gıda hijyeni tedbirlerine uyulması tavsiye edilmektedir” ifadelerini kullandı.
“Hayvansal gıdaların iyice pişirildikten sonra tüketilmesi önerilmektedir”
Açıkta satılan gıdaların toz-toprak, kirli yüzeyler veya kişilerce temasının engellenmesi gerektiğine vurgu yapan Eroğlu, “Öncelikle hastalık belirtisi gösteren personelin gıda işletmelerine girişi sınırlandırılmalıdır. Başta hayvansal gıdalar olmak üzere gıda işletmelerinde çalışanların el temizliği ve hijyenine dikkat etmeleri gerekmektedir. Korona Virüsler pişirme sıcaklıklarına (70 derecede) duyarlıdır. Dolayısıyla hayvansal gıdaların iyice pişirildikten sonra tüketilmesi önerilmektedir. Ayrıca çiğ tüketilecek gıdalar ile pişirildikten sonra tüketilecek gıdaların birbirine temas ettirilmemesi çapraz bulaşmaların önlenmesi açısından önem taşımaktadır. Gıda işletmelerinin özellikle sıklıkla temas edilen yüzeylerinin düzenli olarak temizlenmesi kovid-19’dan korunma tedbirleri arasında yer almaktadır” şeklinde konuştu.
“Tek Sağlık yaklaşımları ile sektörler ve disiplinler arasında birlikte çalışarak insan ve hayvan hayatları kurtarılır”
Hayvandan insana geçen zoonotik hastalıklarla mücadele amacıyla dünyada ‘Tek Sağlık’ konseptinin ortaya çıktığını dile getiren Eroğlu, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından ‘Tek Sağlık’ konsepti adı altında insanların, dünya çapında strateji oluşturmak için bir araya geldiklerini aktardı. Eroğlu, “Ayrıca, ortak ve hızlı hareket edilmesi, etkin kararların verilmesi için çalışma komiteleri de kurulmuştur. Son olarak bu üçlü yapı tarafından ‘Üçlü Zoonoz Kılavuzu’ (TZG) oluşturulmuştur. Bu kılavuzda sunulan Tek Sağlık yaklaşımının kullanılması, ülkelerin sınırlı kaynaklardan en iyi şekilde yararlanmasına yardımcı olmakta ve küçük üreticilerin geçim kaynakları, zayıf beslenme, ticaret ve turizmin kısıtlanması gibi dolaylı toplumsal kayıpları azaltabilmektedir. Ülkelerin bu kılavuzu kullanarak; çok sektörlü, Tek Sağlık koordinasyon mekanizmaları, stratejik planlama ve acil durum hazırlığı, gözetim ve bilgi paylaşımı, eşgüdümlü soruşturma ve yanıt, zoonotik hastalık tehditleri için ortak risk değerlendirmesi, risk azaltma, risk iletişimi ve topluluk katılımı, işgücü geliştirme konularında ulusal kapasitelerini arttırabilecekleri kılavuzda belirtilmiştir. Tek Sağlık yaklaşımları ile sektörler ve disiplinler arasında birlikte çalışarak insan ve hayvan hayatları kurtarılır, geçim kaynakları sağlanır ve küresel sağlık sistemlerimiz sürdürülebilir bir şekilde iyileştirilebilir” dedi.
“Salgının, ülkemizde yayılmadan gerekli önlemlerin aktif hale getirilmesi olası bulaşma riskini düşürmüştür”
Hayvanlardan bulaşan salgınların önüne geçebilmek adına yaban hayvanı ticaretinin yasaklanması gerekliliğine vurgu yapan Eroğlu, bu durumun hem yaban hayatının korunmasında hem de hastalıkların yayılımının önlenmesinde etkili olacağını aktardı. Türkiye’de, Kovid-19 salgınında verilen kararların ne kadar önemli olduğuna dikkat çeken Eroğlu, “Salgının, ülkemizde yayılmadan gerekli önlemlerin aktif hale getirilmesi olası bulaşma riskini düşürmüştür. Veteriner Hekimlerin viral hastalıkların teşhisi, epidemiyolojisi ve karantina önlemleri konusunda çok büyük tecrübeleri bulunmaktadır. Veteriner Hekimler, Zoonotik hastalıklar konusunda hayvanlarda yaptıkları çalışmalar ile sağlık camiasına ışık tutup erken uyarı yaparak önlemlerin alınmasını sağlamaktadır” ifadelerini kullandı.
TVHB Merkez Konseyi Bilim Kurulu’nda Başkanı Ali Eroğlu’nun yanı sıra; Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, Prof. Dr. Aykut Özkul, Dr. Sabri Hacıoğlu, Prof. Dr. Mehmet Şahal, Prof. Dr. Ahmet Kürşat Azkur, Prof. Dr. Kürşat Altay, Prof. Dr. Zafer Gönülalan, Prof. Dr. Deniz Naim Ayaz, Prof. Dr. Ali Cesur Onmaz’da bulunmakta.