TÜRK VETERİNER HEKİMLERİ BİRLİĞİ’NİN İZMİR BÖLGE TOPLANTISI
BASIN AÇIKLAMASI
27-28 TEMMUZ 2019
Sayın Basın Mensupları;
Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin ikinci bölge toplantısı, Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi ile İzmir, Manisa, Kütahya, Uşak, Balıkesir, Aydın, Muğla, Burdur, Isparta, Antalya, Ankara, Eskişehir, Bursa, Çanakkale, Düzce, Trakya, Kocaeli, Kastamonu ve İstanbul Bölge ve İl Oda Başkanlıklarının katılımları ile bugün burada yapılmaktadır.
Öncelikle toplantının Ülkemiz, Ülkemiz hayvancılığı, veteriner hekimlik mesleği ve meslek mensuplarımız için olumlu katkılarının olmasını temenni ediyor, faydalı ve başarılı bir toplantı olacağına inanıyorum.
Kısa zaman içerisinde böyle güzel bir organizasyonu ortaya koyan İzmir Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Sayın Gökhan Özdemir’e, yönetimine ve yüksek katılımlarınızdan dolayı siz değerli Oda Başkanlarımıza ve Oda Yönetim Kurulu Üyelerine TVHB Merkez Konseyi ve şahsım adına teşekkür ederim.
Sayın Basın Mensupları, Değerli Meslektaşlarım;
Takdir edersiniz ki bu tür toplantılar bir ihtiyaçtan gündeme alınır ve uygulanır.
Bu toplantıda; Hayvan Sağlığı, refahı, ıslah ve beslenmesi, uygulanan hayvancılık politikaları,( desteklemeler, ithalat, kamu yapılanması gibi ) ve 3. Tarım Şurası gibi sektörü yakından ilgilendiren çeşitli konular ele alınacak. Yaklaşan Kurban dolayısıyla da hayvan hareketleri, hayvan hastalıkları, hayvanlardan insanlara bulaşan zoonotik hastalıklar, Veteriner Halk Sağlığı, gıda güvenliği, çevre sağlığı ve sahipsiz sokak hayvanları, sayıları hızla artarak kaliteyi ve istihdamı olumsuz olarak etkileyen Veteriner Fakülteleri gibi hususlar görüşülecek. Veteriner Hekimliğin sorunları ve çözüm önerileri konusunda ise Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi ve Oda Başkanlıklarının gerçekleştireceği faaliyetler ve yol haritası değerlendirilecek.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, 6343 sayılı kanuna göre, kurulduğu 1954 yılından bugüne kadar kamu kurumu niteliğinde mesleki bir kuruluş olarak yukarıda belirtilen hususlarda ortaya strateji koyabilen, aktör bir sivil toplum örgütüdür.
Bu kapsamda;
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, kendisine bağlı 56 Bölge ve İl Odası ile ülke hayvancılığının acilen ithalattan kurtulmasını istiyor. En son yaşanan İspanya örneğinde olduğu gibi canlı hayvan ithalatı ülkemiz hayvancılığının sorunlarını çözmemekte aksine sorunu daha da büyütmektedir. Bunun için hayvancılıkta mutlaka acil, kısa, orta ve uzun vadeli üretim planlamalarının yapılmasını, istikrarlı politikaların uygulanmasını zaruri görüyor. Kendi tüketeceklerini üretemeyenlerin başkalarının ürettiklerini, onların belirlediği fiyattan ve kaliteden tüketeceklerinin, pazar olmaktan kurtulamayacaklarının ve sonuçta bağımsız olamayacaklarının bir dünya kuralı olduğunu hatırlatıyor.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, ülkemizde hayvancılığın tarımın içinde bir alt sektör olarak değerlendirilmesi gibi dünya gerçeklerine uymayan kronik bir yanlıştan kurtulmanın hayati derecede önemli olduğunu ifade ediyor. Bu noktada tarım için hayvancılık değil, hayvancılık için tarım yapan ülkelerin hayvancılıkta söz sahibi olduklarını, hayvancılıkta ekonomik kar sağlayan ülkelerde bitkisel üretimin, hayvansal üretime göre planlandığını artık herkesin görmesi gerektiğinin altını çizerek, 3. Tarım Şurasının bu kronik yanlıştan kurtulmaya vesile olmasına dikkat çekiyor.
2018 yılında ithal edilen1.460.786 baş sığır için 1.692.321.256 Dolar, 55.700 ton sığır eti için 260.107.886 Dolar, yem hammaddesi olarak arpa, mısır, soya için 2 milyar Dolar ödenmiştir. 2019 yılının ilk 5 ayında da 258.203 baş sığır ithalatı yapılmıştır. Ödenen döviz 270 Milyon Dolardan fazladır.. Yine 2019 yılının ilk 5 ayında 4,2 Bin ton sığır eti ithalatı yapılmış ve 22 Milyon Dolardan fazla döviz ödenmiştir.
Yani canlı hayvan ithal ediliyor, ancak bu derde deva olmuyor bir de üzerine et ithal ediliyor.
Türkiye 2017 yılında 6,95 Milyon ton, 2018 yılında 6,5 milyon ton yem hammaddesi (arpa, soya, mısır, DDGS) ithalatı yapmıştır. Bu ithalata 2017 yılında 1,94 milyar dolar, 2018 yılında 2,08 milyar dolar ödemiştir. 2019 un ilk 5 ayında yine 2,8 milyon ton yem hammaddesi ithal edilmiş, 866,5 Milyon dolar ödenmiştir.
İthal edilen hayvanları yine ithal edilen yem ile besleniyor.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, ülke hayvancılığında, ülkemize yakışmayan bu tablonun bir an önce son bulmasını arzuluyor.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, hayvancılığın temel dinamiklerinden olan dişi hayvan kesiminin yasaklanmasını, 30 bin ton civarında et kaybına sebep olan erken kuzu kesiminin engellenmesini, erken buzağı ölümlerine kalıcı çözümler bulunulmasını, tabi tohumlamadan doğan buzağılara verilen desteğin kaldırılarak, buzağı desteğine suni tohumlama zorunluluğu getirilmesini, bölgelere uygun etçi ve kombine ırkların teşvik edilerek geliştirilmesini, optimal büyüklükteki işletmelerin sayılarının artırılmasını, meraların yeterli ve fonksiyonel hale getirilmesini, yeterli olmayan modern hayvan pazarları ile hijyenik mezbahaların yeterli sayıya ulaştırılmasını, destekleme stratejisinin geliştirilmesini, hayvan sayımının yapılmasını, etkin, kalıcı ve sürdürülebilir hayvan ıslahı ve sağlığı politikalarının oluşturulmasını son derece önemli buluyor.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, insanlarımızın sağlıklı ve dengeli beslenmenin olmazsa olmazı olan güvenli hayvansal gıdayı yeterli miktarda tüketebilmesini vazgeçilmez buluyor. Sağlıklı hayvan, sağlıklı gıda, sağlıklı insan ve sağlıklı toplum hedefi için veteriner hekimliğin aktör konumunda olduğunu hiçbir zaman göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor. Kamuda istihdam edilen veya muayenehane açarak mesleğini icra eden klinisyen veteriner hekimlerin görev tanımları, özlük hakları, yetersiz istihdam, mesleki uygulamalarda karşılaşılan (Aşılama, küpeleme, sun’i tohumlama, ruhsatlandırma, iş riski ve e-reçete gibi ) problemlerin çözüme kavuşturulmasını gerekli görüyor.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, halen ülkemizde görülen, halk sağlığını ve hayvan sağlığını etkileyen hatta zaman zaman tehdit eden hayvan hastalıklarına karşı koruyucu hekimliğin önemine işaret ediyor. Paratüberküloz gibi gelecekte sorun teşkil etme potansiyeline sahip hastalıklar için şimdiden koruma stratejilerinin geliştirilmesini, brusella, tüberküloz, şarbon, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Salmonella, Toxoplazma, Kist hidatik ve kuduz gibi bakteriyel, viral ve paraziter hastalıklara karşı eradikasyon projelerinin uygulanmasının sağlığın temel konusu olarak görüyor. Veteriner Halk Sağlığı ve çevre sağlığı için Tek Sağlık uygulamalarını vazgeçilmez olarak kabul ediyor. Aktif ve bütüncül uygulamalar ile Kurbanın hayvan hastalıkları konusunda toplumda endişe oluşturan bir konumdan çıkarılması gerektiğini önemli buluyor. Hayvan refahı yaklaşımdan hareket ile sahipsiz sokak hayvanları konusunda çözüm odaklı öngörüler ortaya koyuyor.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, sektördeki tüm örgütlerin görev ve yetki alanlarının yeniden gözden geçirilmesini, kooperatifler, dernekler, üretici ve yetiştirici birlikleri gibi örgüt sayısındaki fazlalık ve yetki kargaşasının ya da kaosunun ortadan kaldırılmasını gerekli görüyor. Egoistik yaklaşımların işleri içinden çıkılmaz hale getirerek, zararlı olduğunun görülmesini istiyor.
Sayın Basın Mensupları;
Bunları daha da uzatabiliriz. Yukarıda belirtilen konuların çözümü için, hayvancılık ve veteriner hekimlikte, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, uluslar arası kurallara da uygun bir yapılanmanın ülkemizde de gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu yapı Veteriner Otoritesi’dir. Tarım ve Orman Bakanlığındaki şu andaki yapılanmada bu yoktur. İleri hayvancılık için mutlaka ileri veteriner hekimlik gerekmektedir. Aktif, etkin, motivasyonu yüksek, hızlı karar alabilen, yetki ve sorumluluk kargaşası yaşanmayan, yeterli bütçesi ve insan kaynakları olan bir yapı oluşturulursa sorunları giderilmiş, standartları yüksek bir veteriner hekimlik icra edilecek ve istenilen hayvancılık hedefine de ulaşılmış olacaktır. Hayvancılık yönetimsel olarak Veteriner Otoritesi merkezli olmalıdır.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, 56 Bölge ve İl Oda Başkanlıkları ile, en ücra yerlere ve ülkemizin her yerine hizmet götüren meslek mensuplarımızı yasal olarak temsilen diyoruz ki; 65 yıllık bilgi birikimimiz, sahadaki meslektaşlarımız ve akademik kadrolarımız ile kurumsal varlığımız ve gücümüz dikkate alınmalıdır. Bu güç, veteriner hekimliğin ve hayvancılığın sorunlarının çözüme kavuşturulmasında gerekli olan vizyona sahiptir.
Sözlerimi şöyle bitirmek istiyorum. Hayvancılık stratejik, gıda stratejik, veteriner hekimlik stratejik, stratejik yönetime ihtiyaç var. Gıdanın tehdit aracı olarak bir silah gibi kullanıldığı dünyamızda, hep beraber sağlıklı, haysiyetli ve onurlu bir yaşamın nasıl olacağını düşünmek zorundayız.
Tüm katılımcılara teşekkür ediyor, toplantının ülkemiz için, yetiştirici, üretici, tüketici için ve mesleğimiz için daha güzel yarınlara vesile olmasını diliyor, selam ve saygılar sunuyorum.
Ali EROĞLU
TVHB Merkez Konseyi Başkanı