Değerli Katılımcılar;
Genel kurul dolayısı ile mesleğimiz ve ülke hayvancılığı ile ilgili önemli gördüğüm birkaç hususu kısaca arz etmekte fayda görmekteyim.
Bu gün ülkemizde Veteriner Hekim tanımı, mesleğimizin icrası, meslekte kamu yapılanması, özlük hakları, veteriner hekim eğitim- öğretimi, uzmanlık eğitimi, serbest hekimlik gibi değişik konularda problemlerin olduğunu hepimiz biliyoruz. İstihdam yetersizlikleri had safhaya gelmiştir. Bütün bunlar meslek mensuplarının yarınını olumsuz bir şekilde etkilerken, ülke adına üretkenliği ve verimliliği de ortadan kaldırmaktadır. Yanlış uygulamalar mesleğimizin ve ülke hayvancılığının problemlerini daha da derinleştirmektedir.
Konuşulacak, tartışılacak onlarca konu var. Ancak bu konuşma aralığına bunlar sığmaz. Yukarıda belirtilen hususlar ile belirtilmeyenler Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi’nin masasının üzerindedir.
İki temel konuya dikkatinizi çekerek, sözlerimi bitireceğim.
- Ülkemizde Veteriner Otoritesinin yeniden tesis edilmesi.
- Hayvancılıkta gerek politikalarında ve gerekse yönetimsel olarak radikal değişikliklerin yapılması
Veteriner Otoritesi neden gereklidir.
Veteriner Otoritesinin yeniden tesis edilmesi en önemli konu olup, veteriner hekimlik mesleğinin ülkemizin yararları açısında doğru bir şekilde icra edilmesi, kalitesi ve verimliliği ülkemizin modern ve ileri hayvancılığa geçişi için kaçınılmazdır. Bu konunun alternatifi yoktur
Önemine binaen veteriner hekimliği Avrupa Birliği başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde bağımsız bir veteriner otoritesi tarafından yürütülmektedir. Ülkemizde ise maalesef bu anlamda bir veteriner otoritesi bulunmamaktadır. Mevcut organizasyon bütüncül olmayan parçalı, yetki ve sorumluluk kargaşası oluşturan durumdadır. Bu organizasyonla her yönü ile etkin, ileri bir veteriner hekimlik uygulaması mümkün değildir. Güçlü bir veteriner hekimliği teşkilatının oluşturulması ve yetkili kılınması halk sağlığı ve gıda güvenliliğinin de teminatı olacak, bu otorite ile sağlıklı nesiller hedefine ulaşılabilecektir.
1983 yılında yapılan reorganizasyon ile Veteriner İşleri, Zirai Mücadele ve Teknik Ziraat Genel Müdürlükleri bir araya getirilerek konu bazlı yapılanma kaldırılmış, yerine fonksiyonel bazlı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü ihdas edilmiştir. Bugün Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü olarak devam etmektedir. Bu yapı bir kırılma noktası olmuş, o günden bugüne bir türlü rasyonel, bütüncül, etkin, hızlı ve verimliliği yüksek bir hale gelememiştir. Bu yapı, uluslararası kurallara da uygun değildir. Çözüm üretememektedir. İlgili ilgisiz her ortamda hayvancılık, et, hastalıklar konuşulmaya başlanmış olup, ülke gündemini işgal etmektedir.
Diğer temel konu; Hayvancılık politikaları ve yönetimidir.
Şu hususa dikkat çekmek isterim. Hayvancılığın gelişmiş olduğu ülkelerde bitkisel üretim mevcut hayvan varlığına ve hayvansal üretim hedeflerine göre planlanmaktadır. Tüm dünyada hayvancılık sektörü yönetimsel olarak veteriner hizmetleri merkezlidir. Yine gelişmiş ülkelerde tarım politikaları hayvancılık sektörüne göre planlanırken, yıllarca hayvancılık için tarım değil, tarım için hayvancılık modeli ve politikalarının tercihi ülkemizi hayvan ithal eden ülke konumuna sürüklemiştir.
Bugün tüm Dünya iki konuda yarış halindedir. Bunlar, artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak ve kaliteli ürün elde edebilmektir.
Şunu asla unutmamalıyız. Kendi gıdalarını üretemeyenler, başkaları ne üretiyorsa onu tüketirler, onların belirlediği fiyattan ve kaliteden tüketirler, pazar olmaktan kurtulamazlar. Bu gerçeği dikkate alarak; nüfus artışı da göz önüne alınarak hayvancılık sektöründe kısa, orta ve uzun vadeli üretim ve tüketim projeksiyonları hazırlanmalıdır.
Ülkemiz hayvancılığında sektörün üretim, tüketim, teorik ve pratik kapasite kullanımı konusundaki mevcut durumunun ve işleyişinin tespit edilmesi, sektörle ilgili değerlendirilebilir ve ölçülebilir sayısal ve kurumsal alt yapı verilerinin toplanması gerekmektedir. Aslında Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi olarak hayvancılık politikası oluşturulması konusunda çalışmalarımız da vardır.
Türkiye’de hayvancılık sektöründe başta et ve süt piyasası olmak üzere bir fiyat istikrarsızlığı söz konusudur. Bu istikrarsızlık yetiştiricileri, kamu ve sanayicileri olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuzlukları gidermek amacı ile özerk, kendi fonunu sağlayabilen, yetiştirici, tüketici, kamu, sanayici, perakendeci ve sivil toplum kuruluşlarının söz sahibi olduğu, kısa-orta-uzun vadeli politikalar üretip uygulayabilen bir “kurum” oluşturulmalı, gerekli durumlarda piyasaya müdahale edebilmeli ve piyasayı düzenleyebilmelidir. Bu şekilde sektör sürdürülebilir ve izlenebilir hale getirilmelidir.
Hayvan ıslahı ve sağlığı politikalarının yeterince etkin olması gereklidir.
Yine Sektörün Bakanlık, üretici, sanayici ve tüketici yönünden doğru ve tarafsız analizleri yapılarak, bu çerçevede kısa, orta ve uzun vadeli strateji ve eylem planları gerçekleştirilmelidir.
Tabiidir ki burada saydığım problemler sadece mesleğimiz ve ülke hayvancılığı ile ilgili konuların çok kısa bir özetidir. Umarım daha geniş zaman süreci içerisinde bu konuları bütün paydaşlar ile de uzun uzun tartışma ortamını bulabiliriz.
- Genel Kurulun yeni kazanımlara vesile olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Ali EROĞLU
Türk Veteriner Hekimleri Birliği
Merkez Konseyi Başkanı